Bahçede Eğlence Katherine Mansfield’in okuduğum ilk kitabı oldu. Nasıl bir beklentim vardı şimdi pek emin olamıyorum ancak böylesi bir kitabı hiç beklemediğime eminim. Yazarın diline ve stiline alışmam biraz fazla zaman aldıysa da yarattığı dünyada dolaşmak çok zevkliydi. Özellikle yaz sıcağında […]

Ermiş Halil Cibran’ın okuduğum ilk kitabı oldu. Bu yazarı Her Ülkeden Bir Kitap projesinde Lübnan maddesini de okundu olarak işaretleyebilmek için seçtim. Bir de elbette aynı zamanda resim de yapan bu ilginç şair ve yazarın bir kitabını muhakkak okumam gerektiğini […]

Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu (sanırım biraz da incecik olduğundan) son dönemde bir hayli popüler oldu. Stefan Zweig’in en son Amok Koşucusu adlı öykü kitabını okumuştum, uzun zaman oldu ustayla tekrar bir buluşayım diye bu kitabı seçtim. Bir saat bile sürmeden biten bu altmış […]

Rubailer, Mevlana’nın hayatını anlatan koca bir biyografi kitabını okumadan önce hem biraz onunla haşır neşir olmak hem de biyografiden etkilenmeden okumak istediğim bir derlemeydi. Şu an piyasada çok fazla Mevlana çevirisi var ancak ben elbette Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’ndan […]

Bugünün Diliyle Mevlana herkese hitap edecek bir biçimde dilimize çevrilmiş bir kitap. Mevlana Celâleddin Rumi’nin 36 gazeli ve 8 rubaisi bulunan bu küçük kitabı herkese hediye etmek isteyecek, hayatınızda önemli olan herkesle paylaşmak isteyeceksiniz. Mevlana’nın ne kadar büyük bir şair […]

Amit Chaudhuri ilk kez okuduğum bir yazar ve sanırım ne yazık ki yanlış bir kitabıyla tanıştık. Akşamüstü Ezgisi kısacık bir kitap, hemen bitiveriyor ancak ne yazık ki akılda kalma süresi de sayfa sayısı kadar az. Ne karakterler ne de yazarın özene […]

Rabindranath Tagore 1913 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanmış Hintli bir yazar, şair. Bu zamana kadar ismini çokça duymuş olsam da bir türlü kitabını bulup da okuyamamıştım. Sonunda bir kitapçıda gezerken İş Bankası’nın çıkardığı Gitanjali’ye rastladım ve hemen aldım. Kitabı aldığım […]

Sineklerin Tanrısı, epeyce geç okuduğum bir roman oldu ne yazık ki. Ancak her şeye rağmen fazlasıyla sevdiğim ve uzunca bir süre de unutamayacağım bir kitap olarak girdi hayatıma. Sineklerin Tanrısı’nın neden bu kadar popüler olduğu, geçen yıllara rağmen ilginçliğinden hiçbir […]

Sevgili Gogol, Seni pek kimseler sevmese de, çalkantılı hallerini Ölü Canlar vasıtasıyla benim içime işleyebildin ya -hem de bir çeviri üzerinden- işte tam da bu yüzden tüm kitaplarını okuyacağım yazarlar arasına girdin. Lütfen hafife alma bu söylediğimi. Bir yazarın tüm […]