Kendimi bildim bileli Ferhan Şensoy hayranı bir insan oldum. Ailecek tüm kitaplarını okur, ertesi gün kitaplarındaki esprileri tekrar edip yaşatırdık hikayeleri. Tiyatrosu ile ancak İstanbul’a geldiğimde iyice haşır neşir olabildim. İstiklal Caddesi’nin göbeğindeki Ses – 1885 Ortaoyuncular Tiyatrosu kanımca caddedeki en güzel yer.
Sevgiliyle haddinden uzun süredir tiyatroya gitmediğimizi düşünüp geçen hafta cuma akşamı Ferhan Şensoy oyunu seyredelim dedik. Uzun zamandır bu kadar iyi hissetmemiştim kendimi. Biryandan da tabi çok üzüldüm. Üzüldüm çünkü salon boştu. Sevgiliyle bunun üzerine konuşurken önümüzde oturan beyefendi de muhabbete ortak olup Almanya’daki bir tiyatronun fotoğraflarını gösterdi. Tıklım tıklım! Kendisi de bir oyuncuymuş, Türkiye’ye oyunları izlemeye gelmiş. “İnanamıyorum bu hale, Ferhan Şensoy bu! Nasıl boş olur salon anlamıyorum” dedi. Sustuk kaldık tabi ne diyeceğiz?!
Nasri Hoca ve Muhalif Eşeği elbette mükemmel bir oyundu, konu hakkında hiçbir şey yazmama gerek yok. Hoş bir tesadüf ki o akşam oyundan sonra Ferhan Şensoy ile iki çift laf edebilmek için salonda beklerken Ali Sirmen ve eşi de Ferhan Şensoy’u bekliyorlardı, çok sevinmiştim onları da gördüğüme. Sirmen’in Cumhuriyet’teki yazısını okuyunca daha da mutlu oldum. Bu yazıyı okuyun, sonra da lütfen bilet alın ve gidin bu oyuna. Çok seveceksiniz!