Simin Yıldız ve Enfes İşleri: By Jaffar

Simin Yıldız yıllardır tanıdığım en yaratıcı ve şahsına münhasır insanlardan biri. Son zamanlarda By Jaffar adı altında işlerini paylaşıyor ve açıkçası yaptıklarını çok beğendiğimden herkesle paylaşmak istedim. Simin gibi birkaç insan daha var size tanıtmak istediğim, yakında onların da işleri ve röportajları gelecek. Umarım siz de hepsini en az benim kadar seversiniz. Hadi başlayalım…

Bize kısaca kendinden bahseder misin?

Ben Simin, 31 yaşındayım. Artık yine yeniden al yanaklı ablam ve pofuduk kedim ile İstanbul’da yaşıyorum. Evvela, iki sene multimedya okudum, daha doğrusu okumaya çalıştım, baktım olmuyor, beni sarmıyor, bıraktım. Fotoğraf ve video okumaya başladım, ondan da yan çizecektim ki bitirdim, aradığımı biraz zor buldum sanırım.

Ne zamandır sanatla ilgilisin? Çocukken de bir ilgin var mıydı?

Küçüklüğümden beri seviyorum çizip karalamayı, karikatür dergilerinden baka baka çizerdim eskiden, derginin bir kopyasını çıkarırdım. Ortaokul ve lisedeki öğretmenlerimin de çok emeği var üzerimde, hiç darlamadılar beni. Hadi Simin 23 Nisan resmi çiz demediler hiç, ben ne istiyorsam onu yapmama izin verdiler, kendimi nasıl geliştirebileceğim konusunda bana yol gösterdiler.

Seni etkileyen bir sanat akımı var mı?

Öyle spesifik bir akım yok açıkçası. Biraz kavramsal sanat belki.

En çok hangi araçları kullanmayı tercih ediyorsun? Neden?

Her ne kadar artık dijital olarak yapsam da çizimleri, kağıt kalem. Bazen çizip tarıyorum, sonra üzerinde oynuyorum ya da tam tersi.

Günlük hayatta seni esinlendiren şeyler var mı yoksa bambaşka bir esin sürecin mi var?

En çok esinlendiğim şey müzik. Bir melodi ya da şarkının bir sözü “Aaa lan..!” dedirtiyor. Onun dışında söylenemeyen sözler ya da benim veya çevremdeki insanların isteyip de yapamadıkları.

İşlerinden keyif aldığın modern sanatçılar önerebilir misin?

Marina Abramoviç‘in işlerini beğeniyorum. Kendini ve sınırları zorlayışını cesur ve cüretkar buluyorum. Alex Pardee’nin işlerini de severek takip ediyorum.

Sanat dışında nelerle uğraşıyorsun?

Klasik bir bahane olacak ama işten çok fazla şeye fırsat bulamıyorum. Yemek yapmıyorsam eğer, yazları etamin işliyorum, kışları örgü örüyorum.

Bundan sonra sırada ne var?

Şu an Naz Akyar adlı bir arkadaşımla bir kitap projemiz var, ondan sonra ne olur bilemiyorum.

Gelelim renkli sorulara…
Bize seni çok etkileyen kitaplardan birkaç tanesini önerebilir misin?

Etgar Keret’in kitaplarını seviyorum özellikle Nimrod Flipout (Nimrod Çıldırışları) ve The Girl On The Fridge (Buzdolabının Üstündeki Kız). Charles Burns’ün Black Hole ve Jerzy Kozinsky’nin Being There adlı kitapları da beni etkileyenlerden diyebilirim.

Filmlerle aran nasıl? Filmlerini kaçırmadığın yönetmenler var mı?

Filmlerle aram çok parlak değil açıkçası.

Şu sıralar kulaklarının pasını kimler alıyor?

BARR çok dinliyorum bu ara. The Dead Brothers ve Sixfingerz’ı da ekleyebilirim yanına. Vazgeçilmezim ise Ajda, bu çıstak pop müziğe başlayana kadarki şarkılarını seviyorum.

Hayalindeki tatili sorsak?

Vermont’ta Garden Island var. Orayı çok isterim, hatta tatil değil yaşamak isterim orada. Önün deniz arkan orman. Belki bir iki arkadaşımla… Sabahları ormanda dolaşıp akşam üzeri daiquiri içip denize girsek, sadece doğanın sesini dinleyip, arada da biraz taş plak çalsak bence hiç fena olmaz.

Son olarak, bizimle çok sevdiğin bir alıntı paylaşabilir misin? İlk kez nerede duydun, neden seni bu kadar etkiledi?

İlk nereden duydum hatırlamıyorum doğru söylemek gerekirse ama Amy Winehouse’un şarkı sözünde geçiyor: “I am not as into you as I appear to be.”

Bana göre gerek karşımızdakilere gerek kendimize söylediğimiz yalanlarla çok güzel örtüşüyor. Sahte samimiyetler kuruyoruz sürekli. Yanyanayken mıncık mıncık olup arkamızı döndüğümüz anda unutabiliyoruz insanları.

Simin’in işlerini şuralardan takip edebilirsiniz; Web sitesi: siminyildiz.com, Instagram: By Jaffar.

Menüye dön