Asıl adı ‘Alessandro di Mariano di Vanni Filipepi’ olan Sandro Botticelli, 1444 ve 1510 yılları arasında, yani Floransa’nın altın çağında “İl Magnifico” Lorenzo de’ Medici himayesi altında yaşadı. Botticelli adını erkek kardeşinin takma ismi olan Botticello (küçük fıçı) isminden aldı. Medici dostu bir sanatçı olarak hayatı çoğu zaman güzellikler ve sefahat içinde geçen Botticelli, sanatında da bunlardan çokça faydalanmış (en azından çılgın papazların çılgın vaazlarının etkisi altına girene kadar).

Lorenzo de’ Medici’nin Botticelli şiiri
Lorenzo de’ Medici sanatın neredeyse her dalına düşkündü ve kendisi de bir sanatçıydı. Botticelli için isminin anlamından yola çıkarak bir şiir de yazmış. Ressamın yemek aşkını enfes bir şekilde anlatıyor kanımca.
Botticelli, ki az değildir şöhreti,
Botticelli diyorum, hiç doymaz gibi.
Bir sinekten daha düşüncesiz ve ısrarlı.
Hatırlarım ne sersemlikler yaptığını!
Eğer davet edilmişse yemeğe
Onu davet eden her şeyi alır göze,
Çünkü ağzını açmaz konuşmak için bile,
Hayır, aklına bile gelmez, öylesine doludur.
Küçük bir şişe olarak gelir, dolu bir şişe olarak ayrılır.
Medici ailesinin hüzünlü sonundan sonra Floransa’da din hakimiyeti başlıyor. Öyle ki küçük melek denilen adamlar din karşıtı her şeyi (parfümler, iskambil kağıtları vs.) ele geçirerek meydanda yakarken, açık saçık giyinmiş kadınları da taciz ediyorlar. Medici gibi bir aileden sonra, yani sanatı, kültürü ve edebiyatı tüm gücüyle destekleyen bir ailenin yönetiminden sonra böylesi sıkı bir yönetimin altına giren şehirde artık Hıristiyanlık devri başlıyor ve hamisini kaybeden Botticelli’nin yaptığı resimler de bu yönde değişime uğruyor. Çağdaşı Michelangelo‘nun çalışmaları yanında Botticelli’nin yaptıkları rengini yitiriyor ve ressam 300 sene boyunca unutuluyor. 1800’lü yıllarda tekrar keşfedilen Botticelli yeniden takdir ediliyor. Dini resimleri pek konuşulmasa da mitolojik resimleri oldukça ünlü resimler arasında.

Botticelli’nin en ünlü resimlerinden biri de ‘Venüs’ün Doğuşu’dur (The Birth of Venus). 1486 yılında yaptığı tahmin edilen bu resim ile Botticelli ne kadar ünlü olabileceğini tahmine diyor muydu acaba? Yunan mitolojisinde Kronus, babası Uranüs’ü hadım edip cinsel organını denize atar ve deniz döllenmiş olur. Bunun sonucunda da Venüs doğar ve bir deniz kabuğu üzerinde yükselir. Eflatun felsefesinden etkiyle yapılmış olduğu düşünülen bu resimde Venüs güzelliği canlandırır. Güzellik de hakikattir ve dolayısıyla resim hakikatin dünyaya gelişini göstermektedir. Belki de sadece kadın güzelliğini göklere çıkaran bir resimdir. Henüz kimsenin kesin bir yargısı yok. Resme ilk baktığınızda güzelliğinden etkilenip düşüncelere dalsanız da, daha ayrıntılı şekilde incelemeye başladığınızda Venüs’ün vücudunun ne kadar orantısız olduğunun farkına varıyorsunuz. Kafası vücuduna oranla küçük ve boynu da şaşılacak derecede uzun. Göğüsleri de yine vücuduna oranlara oldukça küçük ve göbek deliği de birazcık yukarıda. Yine de insanı bir anda etkileyebilecek güce sahip. Keyfini çıkarın.