
Paul Cezanne (doğum: 19 Ocak, 1839 Aix-en-Provence, Fransa, ölüm: 22 Ekim, 1906 Aix-en-Provence, Fransa) Fransız bir sanatçı ve Post-Empresyonist bir ressamdı. Çalışmaları 19. yüzyıl sanat anlayışının 20. yüzyılın yeni ve hayli farklı sanat dünyasına geçişinin temellerini oluşturmaktadır. Sanatçının 19. yüzyıl sonlarındaki Empresyonizm ve 20. yüzyıl başlarındaki yeni bir sanat akımı olan Kübizm arasındaki köprüyü oluşturduğu belirtilmektedir. Matisse ve Picasso’nun Cezanne için “hepimizin babası” cümlesini söylemeleri gözden kaçmamaktadır.

“The world doesn’t understand me and I don’t understand the world, that’s why I’ve withdrawn from it.”

1894’ün sonbaharında Amerikalı ressam Mary Cassatt bir grup sanatçı ile Paris’in dışında bir sayfiyede bir yemeğe katılmıştır. Bu sanatçı grubunun içinde pek de iyi bir şöhrete sahip olmayan bohem Cezanne de vardır. Bir arkadaşına yazdığı mektupta şunları belirtir Cassatt: “Davranışları en başta beni korkuttu. Çorba tabağını sıyırıyor ve sonra tabağı havaya kaldırıp kalan çorbayı kaşığına döküyor. Ayrıca eti eline alıp, eti kemiğinden ayırıyor… Davranış adabını hiçbir şekilde umursamasa da, bize buradaki hiçbir erkeğin göstermeyeceği bir kibarlık gösteriyor.”

“When I judge art, I take my painting and put it next to a God made object like a tree or flower. If it clashes, it is not art.”

Cassatt’ın gözlemlediği gibi Cezanne’ın şaşırtıcı ve hatta çelişkili bir tarafı vardı. Yüksek sesle küfür eder ama aynı zamanda Virgil ve Ovid’den uzun paragrafları Latince olarak ezberinden okurdu. Rahipleri hor görür ama kilise ayinlerine gitmeden etmezdi. Paris Salonu’ndan nefret eder ama yine de çalışmalarını oranın uzmanlarına gösterirdi. Louvre Müzesi’ne sık sık uğrar, çizim defterine heykelleri ve resimleri kopyalardı ama eleştirmenler onun çizemediğini söylerdi. Gelenek ile saplantılı olduğu kadar onu alaşağı etmekle de saplantılıydı. Kendini hem başarısız hem de zamanın en iyi ressamı olarak görürdü.

“I owe you the truth in painting and I will tell it to you.”

Alman şair Rainer Maria Rilke Cezanne’nin resimlerinin şiirleri üzerinde önemli etkileri olduğunu söylemiştir. Cezanne’nin takriben 1877’de yaptığı Madame Cezanne in a Red Armchair olarak bilinen Fiquet’in portresini gören Rilke: “Bu resmedilen ilk ve nihai kırmızı koltuktur… Resmin içi titriyor, yükseliyor, kendi üzerine düşüyor ve hareket etmeyen bir tek noktası yok.” demiştir.

“Art is a harmony parallel with nature.”

Zamanında hak ettiği ünü yakalayamayan Cezanne, ölümünden sonra ünlenmiş ve dünya çapında tanınan bir ressam haline gelmiştir. Resimleri bir yana sadece ilginç karakteri ile de tanınması gereken bir insan olduğunu düşünüyorum Cezanne’nin.
Kaynak:
https://www.paul-cezanne.org
http://www.theartstory.org/artist-cezanne-paul.htm
https://www.smithsonianmag.com/arts-culture/cezanne-107584544/