Yüzen Opera ve Yolun Sonu yıllar önce satın aldığım ancak bir türlü elimin gitmediği kitaplardan biriydi. Ölmeden Önce Okumanız Gereken 1001 Kitap listesinde olduğundan nasılsa bir gün okuyacağım diye konusuna bile bakmadan almıştım; ismi yeteri kadar çekici gelmişti açıkçası. Nihayet şimdi okuduğumdaysa deneysel metinlerin benlik olmadığını bir kez daha görmüş oldum. Anlayacağınız sorun bu romanda değil ama bende.

Yüzen Opera ve Yolun Sonu John Bart’ın henüz yirmi altı yaşındayken yazdığı ve 1956 yılında National Book Award’a aday olan en ünlü kitabı. Birinci ağızdan yazılan kitap Todd Andrews adlı avukatın okurla paylaşmak istediklerinden meydana geliyor. Todd Andrews para konusunda sıkıntısı olmayan ancak bir otel odasında yaşamakta ısrar eden genç bir adamdır. Oteldeki odasının parasını ise günlük olarak ödüyor çünkü nadir rastlanan bir kalp hastalığına sahip. Her gününü yaşadığı son günü gibi yaşıyor Todd Andrews ve bunu size asla unutturmuyor. Yazar böylesi akıllıca detaylarla okuru Andrew Todd’a biraz daha yaklaştırmayı çok iyi başarıyor diyebilirim. Todd’un neyi neden yaptığını daha net anlayınca onu bir karakter olarak daha iyi görüyoruz.
Yüzen Opera ve Yolun Sonu ölümüne doğru hızla giden ve ancak bu ölümün ne zaman nasıl geleceğini kestiremeyen bir adamın hikayesini anlattığından ölüm düşüncesi aklımdan hiç çıkmadı. Todd en yakın arkadaşının eşi ile herkesin rızasıyla bir ilişkiye başladığında biraz kafam dağılmış olsa da hızlıca ölüm düşüncesine geri döndüm. Ve ne yazık ki, her deneysel metinde olduğu gibi bunda da dikkatimin dağıldığını ve yazarın stilinin beni rahatsız ettiğini fark ettim. Yazar geçmişe dönüp birçok olayı anlatıyor ve bir yandan Andrew Todd karakterinin düşüncelerine dalıp çıkıyor; bu da metni ister istemez dağınık hale getiriyor. Yine de, siz beni dinlemeyin ve konusu ilginizi çektiyse mutlaka bir göz atın derim.
Ne de olsa entelektüel tartışma, diğer zevklerin olduğu gibi uçup gittiği kış mevsiminin gerçek neşesidir.
Monokl Yayınları’ndan çıkan kitabın tanıtım yazısı aşağıda, almak için de buraya: Yüzen Opera ve Yolun Sonu – John Barth
John Barth’ın romanları Amerika’da postmodern tekniklerin ve yalın mizahın öncüsüdür. Hiciv ve satir dehası olarak gösterilen Barth, Yüzen Opera & Yolun Sonu romanlarıyla adını Amerikan Edebiyatı’nın devleri arasına yazdırmıştır.
“Ah bu ben… Korkarım her şey çok önemli ve nihayetinde hiçbir şeyin önemi yok… Neden Yüzen Opera? Bu, eskiden Virginia ve Maryland gelgit suları bölgelerinde dolaşan bir gösteri gemisinin adının bir kısmıydı: Adam’ın Hakiki & Benzersiz Yüzen Operası … Bu kitapta anlatılanlar da kısmen o gemide geçiyor… Sadece bir tane büyük, düz ve açık güvertesi olan bir gösteri gemisi inşa edip orada sürekli olarak gösteriler düzenlemek fikri hep hoşuma gitmiştir. Gemi demir atmayacak, bunun yerine akıntıyla birlikte nehirde bir aşağı bir yukarı sürüklenecek, seyirciler nehrin iki yakasında da oturacaklar.
Gemi yanlarından geçerken, oyunun o anda oynanan kısmı neresiyse onu yakalayacaklar ve sonra başka bir parça daha yakalamak için akıntının gemiyi geri getirmesini beklemek zorunda kalacaklar, tabii hâlâ orada oturuyorlarsa. Boşlukları doldurmak içinse hayal güçlerini kullanmak zorunda kalacaklar… Çoğu zaman neler olup bittiğini hiç mi hiç anlamayacaklar ya da aslında bilmedikleri hâlde bildiklerini düşünecekler. Pek çok kere aktörleri görebilecekler, ama duyamayacaklar. Hayatın buna ne kadar da benzediğini açıklamama lüzum yok. Arkadaşlarımız akıntıyla önümüzden geçerler, onlarla yüz yüze geliriz, onlar akıntıyla birlikte ilerlemeye devam ederler, biz de onlar hakkında duyduğumuz söylentilerle yetinmek zorunda kalırız ya da izlerini tamamen kaybederiz; sonra tekrar gelirler, ya arkadaşlığımızı yenileriz ya da artık birbirimizi anlamadığımızı fark ederiz.
İşte bu kitap da bu şekilde ilerleyecek, bundan eminim. Dostum, yüzen bir opera bu; tuhaflıklarla, melodramla, büyük gösterilerle, derslerle ve eğlenceyle dolu, ama bu opera benim avare yazımın akıntısında gönülsüzce yüzüyor: Onu fark edeceksin, sonra gözden kaybedeceksin, ardından tekrar yakalayacaksın ve kendisi kâh gözünün önünde kâh uzaklarda seyrederken, olayların izini sürmek için belki de dikkatini ve hayal gücünü en iyi şekilde kullanman lazım gelecek…” -John Barth-
Bu kitap Ölmeden Önce Okumanız Gereken 1001 Kitap‘tan biri.