Can’la Bir Sene 2016’nın ilk kitabının beni can evimden vuracağını hiç tahmin etmiyordum doğrusu. Yorgun Sevda’yı bitirdiğimde uzunca bir süre başka hiçbir şey yapmak istemedim. Sessizce oturup düşündüm, yazarın yarattığı dünyadan kopmak neden bilmem korkuttu beni. Sanırım her şeye rağmen kitapta sıcacık bir şeyler buldum. İrfan Yalçın o kadar değişik ve çarpıcı bir sese sahip ki insanı kıskıvrak yakalayıveriyor daha ilk sayfalardan. En sevdiğim yazarlar arasına girdi de, kalabalığın arasında ışıl ışıl parlıyor İrfan Yalçın. Bundan sonra tüm kitaplarını okuyacağım ve hatta alışveriş listesi yazsa onu da okuyacağım.
Yorgun Sevda Ankara’da geçiyor. Ankara’da doğmuş ve mezun olana kadar burada yaşamış biri olarak kitapla birlikte tekrar Ankara’ya gittim geldim diyebilirim. Soğuğunu ta iliklerime kadar hissettim, otobüslerine binip gezdim… Bir de tabii, ara sıra ağaçlarla konuşan biri olarak, Canım’ın da ağaçlarla konuştuğunu görünce biraz tuhaf hissetmeye başladım. Canım’ın sıkıntılarıyla, tuhaf tuhaf huyları benimkilerle aynıydı çünkü. Küçük burjuva hallerinden tutun da pişmanlıklarına kadar kendimi buldum onda hep. Sadece aile hikayemiz farklıydı. İyi ki de farklıydı yoksa kitap benim için kitap olmaktan çıkacaktı. Neredeyse her sayfada alıntılamak istediğim cümleler oldu, bir yerden sonra bıraktım. Bu kitap olduğu gibi alıntılanmalı kanımca. Ne yapın edin, mutlaka okuyun bu kitabı. Sonra da gelin bana teşekkür edin. 100 sayfada insan nasıl harikalar yaratır şahit olacaksınız. Keyifle!
Tanıtım yazısı:
Kendimi ne kadar alıştırmaya çalışsam da ona, bana bakışı ya da bakışsızlığı buzlardan. Getirdiğim peynirli börekleri, susamlı çörekleri yemiyor. Ye, dedikçe ben, içine kıvrılmış gibi duruyor, üşüyor sanki benden. Erken geliyorum bazı sabahlar; Cüce Hamdi’nin yakın bir lokantadan getirdiği renksiz çorbayı içerken yakalıyorum onu! Bırakıyor hemen, içmiyor; bana arkasını dönüp oturuyor. Sırtına dokunuyorum parmağımla; değişmiyor.
İrfan Yalçın’dan, yıllar sonra bir yeni roman. Romanımızın usta kalemi, uzun bir aradan sonra, hem kendi edebiyatında yepyeni bir sayfa açıyor, hem de edebiyatımıza taptaze bir soluk getiriyor. Yorgun Sevda, gençlik bunalımlarıyla sıkışmış, insanlardan, arkadaşlarından, hayattan umudunu kesmiş bir genç kadının bir lunaparkta çalışmaya başlamasıyla değişen, yenilenen ruhunu anlatıyor. Lunaparkta sergilenen Hüseyin’den Baba Cemal’e, bu romanın kahramanları akıllarda yer edecek. Yorgun Sevda, çağdaş romanımıza değeri azımsanmayacak bir katkı.
Buradan satın alın: Yorgun Sevda – İrfan Yalçın
Bu kitapla ne içilir: Sert bir şeyler!
Bu kitapla ne dinlenir: Dinlemeyin en iyisi.
Bu kitap daha önce Can’la Bir Sene‘de yayımlandı.