Yevgeny Zamyatin’in 1921 yılında yazdığı bir distopya olan Biz’i ingilizce çevirisinden okudum. Türkçesi nasıldır bilmiyorum ama ingilizcesini okurken ara ara baygınlık geçireceğimi sandım. Galiba bilim kurgu türünde bir kitabı kendi dilimde okusam çok daha iyi olacaktı. Buna rağmen, yazarın tek romanı olan Biz’i okumak gerek. Özellikle distopya ve bilim kurgu severlerin çok hoşuna gideceğini düşünüyorum. Özellikle eleştirmenlerin her fırsatta önerdikleri bir kitap olması açısından da ilginizi çekecektir.
Romanı ana kahramanın günlüğü şeklinde okuduğumuzdan mı yoksa karaktere bir türlü ısınamadığımdan mı bilmiyorum, acı çekerek okudum biraz. Sıkıntıdan bolca ara verip, elime almak istemediğimi farkettiğimde de çok geçti. Çünkü sonunda ne olacağını da merak ettiriyor bir yandan kitap, o açıdan kopamamak gibi bir durum da söz konusu. Bir anda ısınamadığım kitapları genellikle sırf merakım yüzünden okuyorum. Ancak Yevgeny Zamyatin mutlaka okunması gereken yazarlar arasında haklı yerinde olduğundan ve Biz de insanın mutlaka okuması gereken bir kitap olduğundan okuyun derim.
Yevgeny Zamyatin ve distopyası
Özetle; bir yandan biraz sıkılırken bir yandan da sonunu merak ettiren, ille de kendini okutan bir kitap bu. Sessiz sakin, sizi mutlu edecek bir kitap arıyorsanız elinize almayın derim. Hem dili hem de konusu itibariyle pek sarmayacaktır. Yine de okumak gerek Biz’i. İnatla okumak gerek ki biraz daha gözümüz açılsın, biraz daha korkalım dünya düzeninden.
Kitabın tanıtım yazısı aşağıda, almak için de buraya: Yevgeny Zamyatin, We / Biz
“Şimdiye kadar yazılmış en iyi bilimkurgu roman, klasik bir karşı ütopya.”
Ursula K. Leguin
Biz, sonradan kendi tarzında yazılan yapıtlar için prototip olacak disütopik bir romandır. Roman gelecekte varolan otoriter bir devletin inançlarına körü körüne bağlı bir vatandaşı ve bir matematikçi olan D-503’ün günlüğüne yazdıklarına yer verir. Günlük, mutluluğun, düzenin ve güzelliğin sadece özgürlüğün olmadığı bir ortamda, matematiksel mantığın ve mutlak gücün demir prensiplerinde bulunabileceğini dikte eden bir hükümet doktrininin bir ilanı olarak başlar. Günlük ve roman ilerledikçe D-503, I-330 adlı bir muhalifin çarpıcı etkisine kapılır. I’ya duyduğu çılgıncasına arzuyla büyülenen D, matematiksel mantığın saflığına ve tüm insanların ihtiyacını karşılayacak ve mükemmel düzenlenmiş bir bütünlüğün kapasitesine olan inancını kaybeder. Kendini azar azar ?-1’in şiirsel irrasyonelliğine ve bireysel bir aşkın anarşizmine doğru çekilirken bulur. Artık “biz”i kullanmaz ve gerilla sevgilisinin adının ironik bir yansıması olarak “ben”i, yani kendini düşünmeye başlar.
Zamyatin’in Biz’ini farklı kılan şey otoriterliğe bakış açısındaki entelektüel inceliktir.