Woody Allen’ın okuduğum ikinci kitabı oldu Sırf Anarşi ve bu adamı giderek daha çok sevmeye başladım. Filmlerini zaten hep sevmiştim ama kitapları da hayli enteresan ve bir yudumda okunuyor. Öykülerinde oradan oraya zıplayıp kafa dağıtmak, bazen de ilginç mi ilginç düşüncelerine kafa yormak beyin jimnastiği için birebir. Ben en çok Satılık Kalem adlı öyküyü beğendim. Bakalım siz hangisini beğeneceksiniz?
Yazar ve yönetmen Woody Allen ne yazık ki ismi kötü anılmaya başlayan bir insan oldu ve çoğumuz bu konu üzerinde hayli hassas davranıyoruz. Durum böyle olunca kişilerin yarattığı eserleri onlardan bağımsız olarak düşünebilir miyiz sorusuna takıldım. Galiba hiçbirimiz bunu başaramıyoruz. Ancak yine de, örneğin Van Gogh berbat bir insan olsaydı resimlerinden nefret mi edecektik? Ernest Hemingway gerçekten çok korkunç bir koca oldu eşlerine, onu okumasak olur mu? Kitaplar başlı başına, onu yazanlardan farklı bir şekilde değerlendirilmeli mi dersiniz?
Siren Yayınları’ndan çıkan kitabın tanıtım yazısını aşağıda bulabilir, kitabı buradan satın alabilirsiniz: Sırf Anarşi – Wood Allen
Sırf Anarşi, Woody Allen’ın yirmi yıllık bir aradan sonra yayınladığı en yeni ve en son kitap. Hangisi önce geliyorsa.
Çağımızın ünlü sinema ustası, unutulmaz komedyen, kült filmlerin akıllara kazınmış başrol oyuncusu ve kitapları dünyanın her yerinde büyük ilgi gören yazar Woody Allen, 20 yıl aradan sonra yazdığı ilk kitapla Türkçede. 1970’li yıllarda yayınladığı ve tüm dünyada baskı üzerine baskı yapmış kitapların ardından uzun soluklu bir sessizliğe gömülen Woody Allen, 2007 yılının son günlerinde çıkan ve neredeyse bir yıldır çoksatanlar listelerinden inmeyen Sırf Anarşi’yle daha olgun, daha komik ve daha ilginç malzemelerle yeniden okurun karşısında. Woody Allen, seksten fiziğe, siyasetten felsefeye ve gündelik hayatın kahkahalarla güleceğiniz absürt detaylarına dokunduğu, eğlenceli ve entelektüel bir başyapıtla, Sırf Anarşi’yle Türkçede.
Comments are closed.