Wittgenstein’in Metresi – David Markson

Wittgenstein’in Metresi David Markson’un elli dört kez reddedilen ve sonunda basıldıktan sonra da kült olan kitabı. Bu kitaba Herta Müller’in Tek Bacaklı Yolcu adlı kitabını okuyamayıp, ne yazık ki yarım bıraktıktan sonra başladım. Elbette hayli yanlış bir seçim oldu ama Müller’e kıyasla Markson’ın karakteri bana çok daha okunabilir geldi. Hatta Tek Bacaklı Yolcu’dan sonra o kadar keyifli geldi ki ilk elli altmış sayfayı hızla okudum ve cümleden cümleye atlarken kendimi bir güzel kaybettim. Ancak sonrası başladığı gibi hızla düşmeye başladı. Ne yazık ki…

 

View this post on Instagram

 

A post shared by Elif, fulltime reader 📚 (@kitaplikkedisi) on

Wittgenstein’in Metresi, dünya üzerinde kalmış tek insanın, Kate’in düşüncelerini anlatıyor. Sayfalarca. Kate’in biraz deli olduğunu da hesaba katarsanız kitap pek de okunacak bir şey gibi görünmüyor, tabi bir de kitabın bir “deneysel roman” olduğunu da belirtmem gerek. Yine de, entelektüel açıdan baktığımda kitaptan çok zevk aldığımı belirtmem gerek. Yani, dünya üzerinde yalnız kalmış bir kadın gerçekten yalnız mıdır? Onca kitap, onca resim, düşünülecek onca şey varken? Sanatla ve felsefeyle biraz ilgiliyseniz, kitaptan daha çok zevk alabilirsiniz diye düşünüyorum ama almadan önce kitapçıda bir gözden geçirmeniz iyi olur. Keyifle!

Wittgenstein'in Metresi - David Markson

Jaguar Yayınları’ndan çıkan kitabın tanıtım yazısı aşağıda, almak için de buraya: Wittgenstein’in Metresi – David Markson

Dünya nedir? David Markson, Wittgenstein’ın bu sorusuna, elli dört kez reddedilen fakat sonra bir “kült”e dönüşen romanı Wittgenstein’ın Metresi’nde kurduğu “yeni bir dünya” ile cevap veriyor. Anlatıcı dışında bir insan yoktur bu dünyada. Fakat ikinci bir insanın olmaması, orada hiç kimsenin olmadığı anlamına gelmez: Filozoflar, yazarlar, ressamlar, müzisyenlerden oluşan kalabalık bir nüfusa sahiptir. Onların yapıtları, yaşamları ve dedikodularıyla tıka basa doludur. Sanatla dolu bir bilinçten süzülen ve “dünyadan arındırılmış bir dünya”dır burası. Wittgenstein’ın Metresi’ni Pelin Angı ve Suat Kemal Angı Türkçeleştirdi.

“Wittgenstein’ın Metresi’nde, Markson’ın tüm romanlarındaki dramatik etkinliklerden az sayıda bulunur: (En basit düzeyde) yeryüzündeki son kişiymiş gibi görünen Kate adındaki kadının ipe sapa gelmez düşüncelere dalması. Buna rağmen roman çok sayıda entelektüel etkinlik içerir: (Yine aynı düzeyde) edebiyattaki en derin epistemolojik araştırmalardan biridir ve Wittgenstein’ın ‘Felsefe, aklımızın dil aracılığıyla büyülenmesine karşı yapılan bir savaştır,’ şeklindeki önermesine dair bildiğim en iyi kurgusal açıklamadır.”
-Steven Moore, Son Söz-

“Deneysel kurgunun bu ülkedeki zirve noktası…”
-David Foster Wallace-

“Bunu okuyan kişi, dünyayı eskisi gibi göremez artık.”
-Ann Beattie

Menüye dön