Venüs Üçgeni Anais Nin’in 1940larda yazdığı ilk kez 1977’de yayımlanan en popüler kitabı. Ölmeden Önce Okumanız Gereken 1001 Kitap’ta yer aldığından ve yazarın hikayelerini çok merak ettiğimden okumak istedim. Normalde hiç erotika okumadığım için ne gibi öykülerle karşılaşacağımdan emin değildim ancak kesinlikle böylesi öyküleri beklemiyordum. Venüs Üçgeni beni şaşırtan ve zorlayan bir kitap oldu.
Venüs Üçgeni Anaïs Nin’in paraya ihtiyacı olduğu bir dönemde, sipariş üzerine sayfası bir dolara yazdığı erotik öykülerden oluşuyor. Bu açıklamayı ve siparişi veren okurun isteklerini okuduğumda demek ki yazarın özellikle yazmak istediği bir konu değil, acaba yazmak istedikleriyle ne kadar farklılık gösteriyor diye düşündüm. Ve açıkçası tüm öyküleri edebi açıdan çok zayıf buldum. Erotik öykülerden edebi olmalarını beklemek ne kadar doğru bilmiyorum ama ben okuduğum her kitaptan edebi açıdan zevk almayı bekliyorum. Gerçi Venüs Üçgeni’ni edebiyat tarihindeki yeri açısından bu şekilde eleştirmek ne kadar doğru ondan da emin değilim. Kadın karakterlerin de en az erkekler kadar sekse düşkün olabileceğini okumak gerçekten müthiş bir durum sonuçta.

Venüs Üçgeni sadizm, ensest, tecavüz, BDSM, pedofili, nekrofili ve benzeri “aykırı” anlatımlar içeriyor. Bazı öyküleri şok içinde okurken bazı öyküleri dehşet içinde okudum. Bunun sebebi de tamamen hikayelerin içerdiği vahşetten kaynaklanıyor. Bunları bir kenara bırakırsak bu öyküler sırf kadın karakterlerin özgürlüğü açısından okunur. Ancak ahlak düşkünü ve at gözlüklü bir insansanız hiç önermeyeceğim; daha alacak çok yolunuz var demektir. Zevkle!
Notos Kitap’tan çıkan kitabın tanıtım yazısı aşağıda, almak için de buraya: Venüs Üçgeni – Anaïs Nin
1940’larda, bir koleksiyoncunun önerisiyle erotik hikâyeler yazmaya başlayan Henry Miller’a katılan Anaïs Nin, başta sipariş üstüne kaleme aldığı metinlerde erotizmin en saklı kuytularına ulaşır. Bedenin ve hayal gücünün kışkırtıcılığına kapılan karakterler aracılığıyla insan doğasının en mahrem köşelerini gözler önüne serer.
Türkçede ilk kez tam metin olarak yayımlanan Venüs Üçgeni, erotik yazının en usta kalemlerinden birinin olağanüstü zengin ve egzotik öykülerini bir araya getiriyor.
“Şiirsellik değil” eğlence isteyen bir müşterinin baskısı altında yazdığım bu erotik metinlerde, üslubumun erkeklerin yazdıklarını okuyarak geliştiğini düşünüyordum. Bu nedenle, uzun bir süre kadınsı özümden taviz verdiğime inandım. Erotik metinleri bir kenara kaldırdım. Bunları yıllar sonra tekrar okurken kendi sesimin tamamen bastırılmamış olduğunu görüyorum. Birçok yerde sezgisel olarak kadın dili kullanmışım, cinsel deneyimlere bir kadının bakış açısıyla bakmışım. Sonunda bu erotik hikâyeleri yayımlamaya karar verdim, çünkü bir kadının, hep erkeklerin alanı olmuş bir dünyadaki ilk adımlarını atma çabasını gösteriyor.
– Anaïs Nin
Anaïs Nin
Anaïs Nin (21 Şubat 1903 – 14 Ocak 1977) İspanyol, Küba ve Danimarka kökenli Fransız yazar. Günlükleri ve erotik yazılarıyla tanınır. Günlükleri 11 yaşından başlayarak ölümüne kadar 60 yıldan uzun bir dönemi kapsar. Uzun yıllar Anaïs Nin aynı anda iki kişiyle evli kalmıştır. Bir sanatçı ve bankacı olan ilk kocası Hugh Guiler ile 1923’te evlenmiştir. 1955 yılında Guiler ile evliliği sürerken evlendiği Rupert Pole ise bir orman memuruydu. Her iki adam da Nin’in ikili yaşantısından bihaberdi ve 1977’de Nin’in ölümüne kadar tanışmamışlardı. 1985 yılında Hugh Guiler’in ölümünden sonra Nin’in günlükleri Rupert Pole’un izniyle eksiksiz halleriyle yayımlanmıştır.
Anaïs Nin en fazla günlükleri ile tanınır. On yıllara yayılan günlükleri birçok açıdan çarpıcıdır. Nin’in birçok önemli yazar, sanatçı ve psikanalist ile yakın ilişkisi vardı. Günlüklerinde bu kişileri alışılmadık bir derinlikle analiz eder.

Anaïs Nin çoğu eleştirmen tarafından kadın erotik edebiyatının en iyi örneği olarak gösterilir. Erotizmi deşen ilk kadın yazarlardandı. Nin, 1940’larda parasızlıktan sayfası bir dolardan olmak üzere Venüs Üçgeni’ni kaleme almıştı. Anlatım tarzı dönemine göre fazlasıyla açık seçikti. Günlüğünde babasıyla yaşadığı ensest ilişkiyi yazmıştır.
Nin dönemin birçok önde gelen edebiyatçısıyla arkadaştı. Hatta bazılarıyla sevgiliydi. Bunlardan bazıları Henry Miller, Antonin Artaud, Edmund Wilson, Gore Vidal, James Agee ve Lawrence Durrell’dir. Miller ile arkadaşlığı ve yaşadığı ilişki gerek kadın olarak, gerekse yazar olarak kendisini çok etkilemiştir. Her ne kadar günlüklerinde Miller’ın karısı June ile ilgili gördüğü cinsel bir rüyadan bahsetse de bu rüya hiçbir zaman gerçeğe dönüşmemiştir. Günlüğün ilerleyen kısımlarında Nin başka bir kadınla lezbiyen bir ilişkiye girdiğinden ama bu ilişkiden tatmin olmadığından bahseder.
Anaïs Nin 1977’de Kaliforniya’da Los Angeles’ta ölmüştür. Cesedi yakılmış ve külleri Santa Monica Körfezi’ne savrulmuştur.
Bu kitap Ölmeden Önce Okumanız Gereken 1001 Kitap‘tan biri.