Tomas Tranströmer – Ateş Karalamaları

Tomas Tranströmer 15 Nisan 1931 yılında doğmuş, İsveçli bir şair, psikolog ve çevirmendir. Şiirleri uzun İsveç kışlarını, mevsimlerin ritmini ve doğanın elle tutulur güzelliğini içerir. Birkaçını okur okumaz onun dingin satırlarıyla kendinizi rahatlamış hissedebilirsiniz. Sıradanlığı da enfes hale getiren şiirlerinde biraz gizem de vardır. İyi bir şiir okuduktan sonra insan ne kadar iyi hissedebilirse, Tomas Tranströmer de sizi belki biraz daha iyi hissettiren şairlerden.

tomas tranströmer ateş karalamaları

Tomas Tranströmer bir şairin gücü

Doğanın her zaman en büyük sanatçı olduğunu düşünmüşümdür. Tomas Tranströmer gibi büyük şairlerin de doğayı konu edinmelerine o kadar seviniyorum ki! Böyle durumlarda iki mükemmel şey bir araya gelip daha mükemmel bir şey çıkarıyorlar ortaya. Bize de usul usul ve sevinçle okumak kalıyor. Tomas Tranströmer İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana İskandinav yazarların en önemlilerinden biri olarak anılıyor. Eleştirmenlerce, çevirilerinde bile insanlara ulaşabildiği için övülüyor. Şiirleri altmıştan fazla dile çevrilmiş, neredeyse bütün dünya Tomas Tranströmer’i okuyor anlayacağınız. 2011 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü almasıyla da daha çok okunur hale gelmiş. Ben Ateş Karalamaları’nı çok beğendim. Okuyacak bir şiir kitabı arıyorsanız öneririm. Keyifle!

tomas tranströmer

Can Yayınları’ndan çıkan kitabın tanıtım yazısı aşağıda, almak için de buraya: Tomas Tranströmer – Ateş Karalamaları

“Benim şiirlerim, buluşma noktalarıdır. Bu şiirlerin amacı, gündelik dilin ve yaklaşımların gerçekliğin değişik yanları arasında kuramadığı bağlantıyı bir anda kurmaktır. Bir manzaranın çarpıcı özellikleriyle önemsiz ayrıntıları arasında bağlar vardır; değişik kültürler ve insanlar da bir sanat yapıtında bir araya gelebilir; doğayla endüstri arasında da bir bağlantı kurulabilir. İlk bakışta bir çatışma gibi görünen bir olgu bir uzlaşmaya da dönüşebilir. Gündelik dil ve alışılmış yaklaşımlar dünyayla ilgili sorunların ele alınmasında, belirgin ve somut amaçlara ulaşmada gerekli olabilir. Ama hayatın bazı önemli anlarında bu dilin ve yaklaşımların yetersiz olduğunu deneyimlerimizden biliyoruz. Bu yüzden, yalnız dilin ve anlaşma yöntemlerinin egemen olmasına izin verirsek, bir iletişim bunalımıyla karşı karşıya gelebiliriz. Ben şiiri böyle bir tehlikeye karşı bir direniş gücü olarak görüyorum. Şiir, etkin uzlaşma aracıdır; bizi uyuşukluğa değil, uyanıklığa yöneltmeyi amaçlar.”

Gömleğinin içine doluyor yumuşak, serin bir rüzgâr, kalbini arıyor.
Elma ağaçlarıyla kiraz ağaçları sessizce gülüyorlar Süleyman’a.
Benim tünelimde çiçek açıyorlar. Ve unutmak için değil, hatırlamak için gerekli onlar bana.

Bu kitap Kitaplık Kedisi Reading Challenge 2015 kitaplarından biri.

Menüye dön