The President’s Room Arjantinli yazar Ricardo Romero’nun okuduğum ilk kitabı oldu ancak kesinlikle sonuncusu olmayacak. Sadece 82 sayfa olmasına rağmen kocaman bir kitap okumuşum gibi hissettirdi bana. Eminim her okur aynı şekilde hissedecek.
Kısa ve tekinsiz bir kitap var karşınızda. Adını ya da nerede olduğunu bilmediğimiz bir ülkenin bir kasabasında geçiyor öykü. Daha doğrusu bu kasabada bir evde geçiyor. Bu isimsiz ülkede her evde başkan için ayrılmış bir oda var. Bu düzenli ve temiz tutulan odada başkanın kullanabileceği ve hoşuna gidebilecek eşyalar yer alıyor. Ev ahalisi bu odayı kullanmıyor; içeri sadece temizlik yapmak ve başkan için seçtikleri eşyaları koymak için giriyorlar.

Hikayenin anlatıcısı ise ailenin ortanca çocuğu. Bu da hikayeye çok farklı bir hava katıyor. Çocuk bir anlatıcı ile karşı karşıya olduğumuzdan yaşanılanları olduğu gibi, yorumsuz bir şekilde dinliyoruz. Ama ne yazık ki pek de güvenilir bir anlatıcı olmayı başaramıyor ismini bilmediğimiz bu çocuk.
Ricardo Romero yorum açık bir kitap yazmış. Kendisi için başkanın efsanevi bir yaratık olduğunu ancak okur için ucu açık bir okuma yarattığını belirtmiş. Benim yorumum en başta kitabın tamamen politik olduğuydu. Arjantin’in politik geçmişine atıflarda bulunduğunu düşünmüştüm. Ancak sonra üzerinde biraz daha düşününce başkanın odasının bir din olabileceği de geldi aklıma.
Görünmez ama varlığı sürekli hissedilen şeylerden biri din ve diğeri de politik baskı ve zulümdür kanımca. Her evde başkan için bir oda olması ve insanların kullanmasalar da bu odayı bakımlı tutmalarını böyle yorumladım. Ancak dediğim gibi her okurun kendi hayaletleri olduğundan kitap her okumada farklı anlamlar kazanacak.
Kafka, Calvino ve Cortazar’a benzetilen yazar Arjantin edebiyatından farklı bir isim okumak isteyenler için harika bir seçim olabilir. Varsa kitap kulübünüzle birlikte okuyun derim. Keyifle!
Charco Press’ten çıkan kitabın tanıtım yazısı aşağıda, almak için de buraya: The President’s Room – Ricardo Romero
In a nameless suburb in an equally nameless country, every house has a room reserved for the president. No one knows when or why this came to be. It’s simply how things are, and no one seems to question it except for one young boy.
The room is kept clean and tidy, nobody talks about it and nobody is allowed to use it. It is for the president and no one else. But what if he doesn’t come? And what if he does? As events unfold, the reader is kept in the dark about what’s really going on. So much so, in fact, that we begin to wonder if even the narrator can be trusted…
Ricardo Romero has been compared to Franz Kafka and Italo Calvino, and we see why in this eerie, meditative novel narrated by a shy young boy who seems to be very good at lying about the truth. Following in the footsteps of Julio Cortázar and a certain literary tradition of sinister rooms (such as Dr Jekyll’s laboratory), The President’s Room is a mysterious tale based on the suspicion that a house is never just one single home.
Bu kitap Her Ülkeden Bir Kitap Okuma Serüveni’nin bir parçası. Dünyayı edebiyatla tanımak isterseniz, siz de bana katılın ve her ülkeden en az bir yazar okuyalım!