The Hippopotamus Pool Elizabeth Peters’ın Amelia Peabody serisinin sekizinci kitabı. Her bir kitabında karakterlerine daha çok ısındığım ve bir sonraki maceralarını iple çektiğim bir seri haline geldi Amelia Peabody. Bu seri bir yandan Eski Mısır aşkımı körüklüyor bir yandan çok sevdiğim karakterlerinin gelişimini görmemi sağlıyor. En çok da kolay okunduğu ve kafa dağıtmama yardımcı olduğu için seviyorum bu seriyi. Sanıyorum bitireceğim en uzun seri yirmi kitabıyla bu seri olacak.
The Hippopotamus Pool tüm önemli karakterlerin aktif bir şekilde yer aldığı kitaplardan biri. Açıkçası Ramses’in ve kedilerin çokça yer almadığı kitapları diğerlerine kıyasla daha az zevkle okuduğumu fark ettim. O açıdanThe Hippopotamus Pool benim için hayli keyifliydi. Peabody ve Emerson sezon için Mısır’a gitmişken elbette sosyetenin eksik olmadığı güzel bir baloya katılıyorlar. Henüz gece bitmeden fazlaca gizemli bir yabancı bu ikiliye Mısırlı bir kraliçenin kayıp mezarından bahsediyor. Ancak asıl gizemi anlatamadan tuhaf bir olay yaşanıyor ve yabancı yok oluyor. Amelia ve Peabody bu kayıp mezar meselesine çok kafa yormak istemeseler de ikisi de meraklarına karşı koyamıyor.

The Hippopotamus Pool’da Amelia kendine en az kendisi kadar zeki bir düşman ediniyor. Ancak Ramses, Nefret, Evelyn, Walter ve tüm kadınları kendine hayran bırakan Emerson sayesinde yine her şeyin üstesinden geliyor elbette.Evelyn ve Walter’ın evlilikleri zorlu bir dönemdedir ve didişmeden edemezler. Ramses ve Nefret ise her zamanki gibi birbirleriyle yarışmaktadır. Daha doğrusu Nefret Ramses’ten geri kalmadığını göstermek için can atmaktadır. Bu ikiliye bir de David katılınca işler iyice değişir. Ancak David her şeyden önce aileye olan sadakatini kanıtlamak zorundadır. Bu hayli tuhaf ve eğlenceli ailenin o kadar çok düşmanı var ki artık insanlara güvenmekte zorlanıyorlar. Mısır’da mezar soyguncunları hayli güçlü bir çete haline dönüşmüşken ellerinden gelen her türlü önlemi alıyorlar elbette. Ancak yine de bela onların peşini bırakmıyor.
The Hippopotamus Pool macera dolu bir kitap. Hem karakterler hem de hikaye açısından hayli doyurucu olduğundan zevkle okudum. Her kitapta olduğu gibi bunda da Eski Mısır’ın gizemleri üzerine bolca düşündüm ve elbette yine Mısır bilimci olsam nasıl olurdu diye hayal kurmadan edemedim. Eski Mısır’da geçen hayli keyifli bir seri arıyorsanız mutlaka göz atın derim. Keyifle!
Serinin diğer kitaplarını incelemek için: Amelia Peabody Serisi
Robinson Publishing’den çıkan kitabın tanıtım yazısı aşağıda, almak için de buraya: The Hippopotamus Pool – Elizabeth Peters
What could be more intriguing to Amelia Peabody and her irresistible, irascible husband, Emerson (“the Father of Curses”), than meeting a masked stranger who offers to show them an Egyptian queen’s lost tomb? The mysterious disappearance of that midnight visitor before he can disclose the secret!
Thus begins Amelia’s newest adventure along the Nile. Helped, or hampered, by two teenagers, their son, Ramses, and their beautiful ward, Nefret, the Emersons set sail for Thebes to find the hidden tomb of Queen Tetisheri. With them is a timid (or is she?) governess named Miss Marmaduke. Soon to join the expedition are Amelia’s sister- and brother-in-law, Evelyn and Walter, whose marriage is going through a rocky patch. As usual, archaeology is only one of Amelia’s concerns, as the Emersons encounter murderers, kidnappers, grave robbers and ancient Egyptian curses.
The tomb, of course, will hold a stunning surprise. And the Hippopotamus Pool? It’s an ancient Egyptian story of war and wits that Amelia is translating… and that alerts her to a hippo of a different stripe: a nefarious, overweight art dealer who may become her next archenemy. Or perhaps not – for another nemesis is lurking under the Saharan sun, a master of disguises, a caliph of crime, a veritable vizier of villainy. Will Amelia meet her match?