Jonathan Franzen’ın The Corrections (dilimize Düzeltmeler olarak çevrildi) adlı kitabı bir film olsa oldukça uyduruk bir kanalda olmadık saatlerde yayınlanabilecek bir kaliteye sahip olurdu eminim. Çok sıradan bir konu var ortada ancak dağınık ve oradan oraya atlıyor, yine de okutuyor. İşte edebiyatın gücü burada sanırım. Kumandası yok ki değiştiresin kanalı. Sıkılsam da bunalsam da kitabı elimden bırakamadım. Jonathan Franzen gerçekten değişik bir yazar.
Jonathan Franzen‘ı ilk kez okuyorum. Bu uzun tatil boyunca da bambaşka yazarlar ile tanıştım zaten. Ve fakat Jonathan Franzen çok değişikti. Sıkça ara verdiğimi, bunaldığımı, bazen zorla okuduğumu hatırlıyorum. Ama yine de okudum, bırakamadım. İnsanda merak uyandırıyor. “Nolcak şimdi bunların hali?” dedirtiyor adama. Ne oluyor? Hiçbir şey. Hayat oluyor işte. Fakat yazar bunu öyle güzel anlatıyor ki hayat hakkında bambaşka düşüncelere dalıyorsunuz. Sorulamalara başlıyorsunuz.

Jonathan Franzen ve asıl yeteneği
Bu kitabıyla National Book Award for Fiction (2001), James Tait Black Memorial Prize for Fiction (2002) ödüllerini kazanmış Jonathan Franzen. Yürü be adamım. Bir insanı hem bu kadar sıkıp hem de illa karşında oturtuyorsun ya saatlerce, asıl yetenek bu olsa gerek. Çok sıkıldığım için sinirli olsam da, karakterlere ve konunun işlenişine hayran kaldığımı belirtmem gerek. Jonathan Franzen iyi bir yazar, ben sıkılgan bir okurum. Elinize geçerse okuyun derim. Hem 2013’te de filmi geliyormuş. Bakalım hangi kanala düşecek. Bakalım kimler o karakterlere bürünecek?
Kitabın tanıtım yazısı aşağıda, almak için de buraya: Jonathan Franzen – The Corrections (Düzeltmeler)
Düzeltmeler, birbirlerine duydukları güvenle kusursuz bir “aile” olmak isteyen, ama birbirlerini sürekli hayal kırıklığına uğratan, farklı hayatlar içinde çırpınırken ortak bir alanda bir türlü buluşamayan beş kişinin ince ince örülmüş, çarpıcı ve sürükleyici hikâyesi.
Düzeltmeler, her gün yaptıkları hataları onarmaya çalışırken yeni hatalar yapan tüm insanların tuhaf olduğu kadar da gerçek hayat hikâyesi.
Bu kitabı okurken gülümseyeceksiniz, öfkeleneceksiniz, söyleneceksiniz, gözleriniz yaşaracak, yüreğiniz sevinç ve ümitle dolacak. Ama her şeyden önce neden iyi edebiyat metinlerine ihtiyacımız olduğunu anlayacaksınız.
The New York Review of Books