Sultan Hamid Düşerken, Nahid Sırrı Örik’in Kıskanmak adlı romanından sonra okuduğum ikinci kitabı oldu ve açıkçası, bu güzelim yazarın neden daha da popüler olmadığını anlayabilmiş değilim. Bu kitap, zamanını müthiş karakterlerle çok iyi anlatan, oldukça sürükleyici bir kitap. Tarihe biraz olsun merakınız varsa çok seveceğinize eminim.
Sultan Hamid Düşerken, 31 Mart Vakası öncesi ve sonrasını bir aile üzerinden anlatan bir roman. Nimet, hırslı ve zeki bir kadın olmakla birlikte, politikadan anlayan ve sözünü neredeyse herkese geçirebilen bir kadındır. Babasını ve sahip olduklarını kurtaran İttihat – Terakki mensubu, yakışıklı ve her şeyden önemlisi ona anında aşık olmuş bir adama kendini borçlu saydığından onunla evlenen Nimet, bundan sonra da durmayacak ve kocasını en yüksek mevkilere gelmesi için tabiri caizse eğitecektir. Açıkçası, Nimet gibi bir karaktere rastlamayalı uzun zaman olmuştu ve onu okurken o kadar zevk aldım ki sadece onun üzerine bir kitap yazılsa zevkle okurum diye düşündüm. Size de öneririm. Keyifle!
Oğlak Yayınları’ndan çıkan kitabın tanıtım yazısı aşağıda, almak için de buraya: Sultan Hamid Düşerken – Nahid Sırrı Örik
Gizli kalmış bir romandan, Osmanlı tarihinin karanlıkta kalmış bir dönemi…
Nahid Sırrı Örik’in, “31 Mart Vakası” olarak anılan tarihi olay etrafında, Sultan Hamid ile İttihat Terakki arasındaki iktidar savaşını, merkezinde tutkulu bir kadın kahramanın yer aldığı sürükleyici bir macera ve kendine özgü “zehirli” bir dille anlattığı Sultan Hamid Düşerken adlı romanı, 7. baskısıyla kitapçılarda ve internet satış noktalarında!
“31 Mart vakası, yani sabaha karşı bir köşesinde âyân ve mebusan meclislerinin sığınmış bulundukları Ayasofya Meydanı’ndaki Adliye Nezareti binası önüne şehrin muhtelif kışlalarından tabur tabur askerin gelip doluşu ve silah sesleriyle birlikte ‘Şeriat İsteriz!’ diye feryada koyuluşu, Nişantaşı’ndaki konakta çok erkenden duyulmuş, haberi Nimet Hanım’a henüz yatakta bulunduğu sırada getirip bildiren de, daha evvel kalkmış ve her sabahki âdedi gibi kalkar kalkmaz tıraş olmağa başlamış bulunan kocası olmuştu.
(..)
Nimet Hanım karşısında politikadan ziyade aşka, aşkına mağlup, zihni onunla meşgul, sayesinde nazır olmuşsa da yarın bu uğurda kellesini vermesi mümkün adama baktı. Onu kollarında tattığı zevkin pek yakın hatırasıyla göndermezse, onu hayatta ne fevkalade şeyler bulunduğunu âdeta unutmuş olarak gönderirse belki nefsini daha az ihtirasla müdafaa edeceğinden korktu. Bu korku sadece kendisini avutmak, kendi arzularını nefsine itiraf etmemek kaygısının mahsulü de olabilirdi.”
Bu kitap Oğlak Yayınları ve Ruhu Doyuran Kitaplar‘dan biri. Siz de bu okuma projesinde bana katılın; edebiyatın ve yemek kültürünün hayatımıza neler kattığını birlikte keşfedip keyfini çıkaralım.
Bu kitap Kitaplık Kedisi Reading Challenge 2018 kitaplarından biri. Siz de katılın, 2018 boyunca birlikte yirmi enfes kitap okuyalım; hayatımıza yenilikler katacak yazarları ve kitapları birlikte keşfedelim!