Statü Endişesi – Alain de Botton

Statü Endişesi Alain de Botton ‘un okuduğum altıncı kitabı oldu ve her kitabında bu çağımız filozofuna hayran kalmadan edemiyorum. Ancak bu kitap özellikle etkiledi beni; okurken de okuduktan sonra da kendime ve etrafıma farklı gözlerle bakar oldum. Hayatımdaki bazı şeylerin ne kadar gereksiz olduğunu anlarken, bazılarının da olmazsa olmazlarım arasına yerleştiğini gördüm. Sevindim, huzursuz oldum, endişelendim, rahatladım; duygudan duyguya koştum anlayacağınız.

 

View this post on Instagram

 

A post shared by Elif, fulltime reader 📚 (@kitaplikkedisi) on

Statü Endişesi, her insanda olan ve farklı şekillerde ortaya çıkan bir durum. Bazılarımız giderek hırçınlaşırken bazılarımız da içimize kapanıyoruz. Ancak dünya üzerinde yaşamış ve yaşayacak olan her insanın bu endişeye sahip olduğunu gördükten sonra insanın içine su serpiliyor açıkçası. Arada sırada mezarları ziyaret etmenin, bir resme saatlerce takılıp kalmanın, doğada daha çok vakit geçirmenin faydalarını bilip de hangimiz hayatımıza uyguluyoruz? Belki biraz daha kendimize dönüp, dışarıdan bize yöneltilen onca duygu ve düşünceye kapansak çok daha iyi olacak. Bu kitap tam da bu noktada devreye giriyor. Eskilerden başlayıp günümüze geliyor ve bize yardımcı olacak alanlardan örnekler veriyor. Okuyun bu kitabı, çok ama çok seveceksiniz. Keyifle!

Statü Endişesi - Alain de Botton

Sel Yayıncılık’tan çıkan kitabın tanıtım yazısı aşağıda, almak için de buraya: Statü Endişesi – Alain de Botton

Statü Endişesi, hepimizin içini kemiren ancak pek nadir ifade edebildiğimiz bir korkuyu su yüzüne çıkarıyor: Başkalarının bizim hakkımızda ne düşündüğü korkusu ve başarısızlığımızın toplum tarafından acımasızca yargılanacağı hissi. Bir başka deyişle, evrensel bir endişeye, statü endişesine ayna tutuyor.

Alain de Botton, yine zarafet ve incelikle statü endişemizin nereden kaynaklandığını ve onu yenmek için neler yapabileceğimizi anlatıyor. Felsefecilerin, sanatçıların ve yazarların yardımıyla, statü endişesinin tarihsel öyküsünü ve tarih boyunca bu endişeyi yenmeye çabalamış hareketleri inceliyor. Toplumun acımasız yargılarına karşı kalkanlar edinen ve bu yolla mutluluğa ulaşmaya çalışan yalın ayaklı filozofların, üstsüz bohemlerin, komedyenlerin, şair ve ressamların bir resmigeçidini sunuyor okura.

Sonuç: Bu kitap yalnızca eğlendirmiyor, düşüncelerimizi de kışkırtıyor. Felsefenin yardımıyla toplumsal kaygılarımızdan kurtulmamızı sağlarken yürekleri hafifletiyor. Kitabı okuyanlar, belki yıllardır ruhlarını kemiren statü endişesinden arınmış olacaklar.

Menüye dön