Son Okur – Ricardo Piglia

Son Okur Arjantinli yazar, akademisyen ve eleştirmen Ricardo Piglia’nın en kişisel ve mahrem kitabı imiş. Kitabın sonsözünün son cümlesi bu olduğundan aklımda kaldı sanırım. Okur kavramını inceleyen bu kitabın okuması en kolay kitaplardan olduğunu söyleyemeyeceğim ancak ara sıra okumak üzerine düşündüğünüz oluyorsa hoşunuza gidebilir.

 

View this post on Instagram

 

A post shared by Elif (@kitaplikkedisi) on

Son Okur ve Che Guevara

Son Okur Borges’ten, Che Guevara’dan, Kafka’dan, James Joyce’tan ve çok daha fazlasından bahsediyor. Hepsini bir okur ve okuma durumu ile bağdaştırıyor ve hepsinde farklı bakış açıları sunuyor. Ben özellikle Anna Karenina örneği üzerine çok düşündüm. Ah bir de Che Guevara’ya ayrılmış bölüm o kadar hoş ki bir anda kitabı bırakıp Che ile ilgili her şeyi öğrenmek istiyor insan. Okumanın hiçbir zaman pasif bir eylem olduğunu düşünmedim ve bu kitapta da okurun gayet aktif bir imgesi yer alıyor. İlgilenenlerin hoşuna gidecektir diye düşünüyorum. Keyifle!

Son Okur - Ricardo Piglia
Che Guevara

Delidolu Yayınları’ndan çıkan kitabın tanıtım yazısı aşağıda, almak için de buraya: Son Okur – Ricardo Piglia

“Pasif okur” imgesini yıkan, zihin açıcı bir kitap!

Arjantinli yazar ve eleştirmen Ricardo Piglia’nın Son Okur adlı kitabı, okur olmanın değişik hallerine yakından bakmamıza olanak sağlayan bir metin.

Ricardo Piglia, farklı okur tipleri üzerinde durduğu bu kitabında, “pasif okur” algısını yerle bir ederek, okuru bir “eylem insanı” olarak yeniden kurguluyor.

Son Okur, edebiyatın en önemli varlık koşulu sayılan okuru, Kafka’dan Joyce’a, Borges’ten Che Guevara’ya uzanan bir yelpazeyi izleyerek, adım adım sorguluyor.

Delidolu’nun kurmaca dışı kitaplar koleksiyonunun yeni halkası Son Okur, dizinin “Okumak” başlıklı alt temasının da ilk kitabı.

Ricardo Piglia, “Her şeyin yazılmış olduğu, kitaba doymuş bir evrende bir kitap ancak yeniden ve farklı şekilde okunabilir” görüşünü savunarak kitabında ezeli ve ebedi son okur imgesine odaklanıyor. Peki kimdir bu son okur? Kör olana kadar okumayı bırakmayan Borges mi, tek isteği aralıksız okumak ve yazmak olan Kafka mı, çatışmaya beş kala ağaca çıkıp kitap okuyan Che Guevara mı? Yazar sevgililerinin metinlerinin son okuru olan ve büyük bir sadakatle yeniden yazan müstensih-kadınlar mı? Yoksa henüz belirsiz bir tekno-geleceğin şafağında, geçmişten tamamen kopmadan önünü görmeye çalışan biz “sıradan” okurlar mı?

“Borges’in, yüzünü bir kitaba yapıştırdığı ve sayfalardaki harflerin ne olduğunu sökmeye çalıştığı bir fotoğrafı vardır. Yazar Meksika Caddesi’ndeki Ulusal Kütüphane’nin yüksek tavanlı galerilerinden birindedir; çömelmiş ve bakışlarını açık sayfaya dikmiştir. O, tanıdığımız en inatçı okurlardan biridir. Görme yetisini okurken kaybettiğini hayal edebiliriz; yine de her şeye rağmen devam etmeye çalışır. Son okurun ilk imgesi bu olabilir: Hayatını okuyarak geçiren, lambanın ışığında gözlerini kör eden bir adam. “Ben şimdi gözlerimin artık göremediği sayfaların okuruyum.”

Menüye dön