Sokratis Ölüler Şehrinde – Suphi Varım

Sokratis Ölüler Şehrinde artık okumadan edemediğim sevgili Suphi Varım’in Sokratis serisinin beşinci kitabı. Seriyi okudukça Sokratis ve eşine iyice alıştığımı hatta zaman zaman özlediğimi belirtmem gerek. Bir de kitapların İzmir’de geçmesi beni ayrıca sevindiriyor.

Sokratis Ölüler Şehrinde - Suphi Varım

Sokratis Ölüler Şehrinde Hans Christian Andersen’in 1841 yılında İzmir’de bıraktığı notları ile başlıyor. Ünlü yazarın defteri Sokratis’in peşinde olduğu cinayetlerin sebebi mi? Bu kitapta diğerlerine nazaran daha karmaşık bir hikaye var. Dolayısıyla karakterler de daha keyifli işlenmiş. Bir de elbette Suphi Varım, her yeni kitabında Osmanlı’nın durumunu da anlatmayı ihmal etmiyor. Bu kitapta ortalık iyice karışıyor ve ülkedeki yabancılara karşı düşmanlıklar baş gösteriyor. Bir sonraki kitapta yazarın olanları kitaba nasıl işleyeceğini çok merak ediyorum.

Okuyacak yeni ve hoş bir seri arıyorsanız Sokratis ile tanışın derim. Daha önce ziyaret etmediyseniz bir de İzmir’e gidin. Kitabı çok daha keyifle okuyacağınıza eminim.

Oğlak Yayınları’ndan çıkan kitabın tanıtım yazısı aşağıda, almak için de buraya: Sokratis Ölüler Şehrinde – Suphi Varım

Gözlerini açtı. Karanlıkta karşılaşınca dehşetle yerinden fırladı. Zihninde art arda sorular oluştu. Neredeydi, başına ne gelmişti, fenalık mı geçirmişti? ,Zifiri karanlıkta bir şeyler görmeye çalıştı, başaramadı… Panik içinde doğruldu. Bedeni kaskatı kesilmişti. Ensesinden vücudunun alt kısmına doğru şiddetli bir ağrı yayıldı… Karanlığa alışan gözleriyle, üzerinden yuvarlandığı sert yerin bir lahit olduğunu kavrayınca gözleri irileşti… Kocasının ve halasının adlarını seslendi… Niçin kimse ona cevap vermiyordu? İnleyerek ayağa kalktı, duvarları yoklayarak yürümeye başladı… Kapı olmadığını anlayınca içindeki ümit tekrar dehşete dönüştü. Gözyaşları içinde avazı çıktığınca bağırdı.her yanı umutsuzca yumrukladı… Dermansız kalınca yere çöktü. Üstüne toprak ve taş parçaları dökülmeye başladı. Aklına buraya düştüğü yarık geldi. Belki oradan çıkabilirdi. Başını yukarı çevirince tiz bir çığlık attı. Paramparça Bir iskeletle burun buruna gelmişti. Yere bir kafatası düştü… Dedektif Sokratis, bu kez Hans Christian Andersen’in 1841 yılında Smyrna’da notlarını tuttuğu defterin izinde, peş peşe işlenen cinayetlerin gizemini çözmeye çalışıyor.

Bu kitap Oğlak Yayınları ve Ruhu Doyuran Kitaplar’dan biri. Siz de bu okuma projesinde bana katılın; edebiyatın ve yemek kültürünün hayatımıza neler kattığını birlikte keşfedip keyfini çıkaralım.

Sonraki yazı ➝
Menüye dön