Sis, İspanya’nın dünyaya kazandırdığı ünlü isimlerden Miguel de Unamuno’nun okuduğum ilk kitabı oldu ve sanırım sonuncusu da olmayacak. Unamuno her şeyden önce hayli ilginç bir yazar. Sadece ilginç olduğu için ne az bir kez okunmalı diye düşünüyorum. Ancak Sis adlı yapıtı sadece ilginç olmakla kalmayıp birçok farklı konuya değişiniyor. Bu üstkurmaca roman aslında bir “fikirler romanı” ancak için de komedi, trajik bir aşk hikayesi ve birbirinden renkli karakterler içeriyor.
Sis’in ana kahramanı Augusto hali vakti yerinde, işsiz güçsüz ve ancak ruhu da beyni de hiç de fena olmayan bie gençtir. Hikaye Augusto’nun Eugenia’ya aşık olmasıyla (ya da aşık olduğunu sanmasıyla) başlar. Ancak Augusto daha önce aşık olmamıştır ve ancak en yakın arkadaşı Victor ile (ki o da edebiyata yeni bir tür kazandırmakla uğraşmaktadır) aşk üzerine konuştuğunda kafasının biraz karıştığını görür. Gelin görün ki Eugenia başka bir adama sırılsıklam aşıktır ve ancak bu adam ne yazık ki Eugenia’nın da standartlarında değildir. Eugenia’nın mistik anarşist eniştesi ve tam bir eski kafalı olan halası da Augusto’nun dünyasına girmişlerdir artık. Ah bir de tabi Orpheus, o sevimli mi sevimli, insanın tek dostu olan köpek! Kitabın sonlarına doğru bir de Unamuno giriyor işin içine, Augusto ile ölüm üzerine konuşuyorlar. Sonra olanlar oluyor zaten… kitapta hayat ve insanlar üzerine çokça kafa yoracağınız onlarca paragraf var. Unamuno 1914’te yayınlanan bu romanıyla modernizmin ilk yapıtlarından birine imza atıyor. Herkes için müthiş bir okuma zevki yaratacağından emin değilim ancak sırf yazarla tanışmak için ille de okunur derim. Keyifle!
Tanıtım yazısı:
Ne büyük acılar ne de büyük sevinçler öldürür insanları; bu yüzden bu acı ve sevinçler, küçük küçük değersiz şeylerden oluşmuş muazzam bir sisle sarılı gözükürler. Evet, işte hayat dediğin; bir sis olup olacağı! Hayat bir sistir.
Şair García Lorca’nın, yurttaşı Miguel de Unamuno’yu “ilk İspanyol” diye nitelemesi, yazarın, eserlerinde İspanya insanının psikolojisi ve karakterini ustalıkla belirlemesinden gelir. Unamuno’ya göre hayat ölümlüdür ama sanat hayatı ebedîleştirir. Belki tek teselli de budur. Sis’in kahramanı Augusto Perez, bu teselli imkânına işaret etmektedir. Unamuno bir sabah kapısının açıldığını, içeri Perez’in girdiğini hayretle görür. Ve onu öldürmeye karar verir…
Behçet Necatigil’in klasik çevirisiyle sunduğumuz Sis, Unamuno’nun başyapıtlarından.
Buradan satın alın; Sis – Miguel de Unamuno
Bu kitapla ne içilir: Rakı!
Bu kitapla ne dinlenir: Bir şey dinlemeyin.
Bu kitap daha önce Can’la Bir Sene‘de yayımlandı.