Sessizlik uzun zamandır kitaplığımda okunmayı bekleyen, elimin bir türlü gitmediği kitaplardandı. Bu kitabın beni depresyona sokacağını ve çok üzeceğini düşünüyordum. Tahminlerimde yanılmışım. Tek düşündüğüm dinin gerçekten saçma bir şey olduğu ve onca insanın boşuna öldüğüydü. Ancak Şusaku Endo iyi bir yazar ve Sessizlik de iyi ki okumuşum dediğim kitaplardan biri oldu.
Sessizlik Japonya’ya Hristiyanlığı yaymaya giden Portekizli din adamlarının hikayesini ve genel olarak Japonya’da Hristiyanlığın yasaklanması ve sonrasında Hristiyanların sistematik olarak nasıl dinden çıkarılmaya zorlandığını anlatıyor. Ancak en çok da onca zulme rağmen Tanrı’nın sessizliğinden bahsediyor. Hikayeyi Portekizli rahip Rodrigues’den dinliyoruz.

Yanında bir misyoner arkadaşı ile birlikte Portekiz’den yola çıkan rahip Rodrigues çok zorlu bir yolculuktan sonra kendilerine yasaklanan ülkeye, Japonya’ya gizli saklı varıyor. Dinlerini gizlice yaşayan Hristiyan Japonlar’ın yardımıyla, zor şartlarda Japonya’da ayakta durmaya çalışıyorlar ve bir yandan da kendilerinden önce Japonya’ya gelmiş öğretmenleri Ferreira’nın durumu hakkında net bir bilgiye sahip olmak istiyorlar. Duydularına göre rahip Ferreira Hristiyanlık’tan vazgeçmiş, Japon bir kadınla evlenmiş ve hayatını tamamen değiştirmiş. Ancak öğretmenine gönülden bağlı olan rahip Rodrigues buna inanmakta güçlük çekiyor ve işin aslını görmeden bu ithamlara inanmayacağını belirtiyor her defasında.
Rahip Rodrigues ve Francisco Garrpe kendilerine yardım eden Japon köyünün denetime uğraması ve sürekli baskı altında tutulması sonucu yollarını ayırıyorlar ve ülkenin farklı yerlerindeki Hristiyanları bulmak için yola çıkıyorlar. Çok geçmeden hikayeyi dinlediğimiz rahip Rodrigues ihanete uğrayarak yakalanıyor ve bundan sonra kitap biraz daha hız kazanıyor çünkü işkenceler ve sorgulamalar başlıyor.
Gittiği her yerde insanların işkenceye uğrayarak öldürüldüğünü gören rahip Tanrı’nın neden bunca işkence karşısında sessiz kaldığını sorguluyor. İnancından şüphe ediyor ve kendiyle kavga ediyor. Kitabın tüm ağırlığı bu kısımda. Elbette insanlara yapılan işkenceleri okumak da pek kolay değildi ancak konumuz bu işkenceler ve ölümler karşısında Tanrı’nın o kocaman sessizliği. Kitap buralarda ışıldıyor.
Sessizlik’i okumadan önce Japonya’da Hristiyanlık ile ilgili pek bir şey okumadım. Ancak kitap bittikten sonra hemen kısa bir araştırma yaptım ve Japon arkadaşımla konuyu tartıştım. Kitapta rahiplerin bahsettiği gibi Hristiyanlık biraz eğreti duruyor sanki Japonya’da ki zaten toplumun yüzde biri Hristiyan olduğunu belirtmiş. Şintoizm ve Budizm iki baskın din olsa da toplumun yarısından fazlası herhangi bir dine mensup değil. Ancak Japonlar kilise düğünlerine çok meraklı olduklarından genellikle orada evleniyorlarmış. Başka bir kitapta da Japonya’ya İslam’ı yaymaya gideceklerin Japonların L harfini söylemeyemediklerini keşfetmeleriyle nasıl uğraşacaklarını anlatan esprili bir yazı geldi aklıma. (L yerine R harfini kullanıyor Japonlar, L harfine dilleri dönmüyor. Yani: Allah değil Arrah, La ilahe değil Ra irahe vb.)
Sessizlik okunası bir kitap. Eğer okuyacaksanız öncesinde Japonya’da Hristiyanlığın neden yasaklandığını incelemenizi öneririm. Aynı zamanda yazar Şusako Endo’nun hayat hikayesine de bir göz atarsanız şahane olur. Kitabı bitirdikten sonra da Martin Scorsese’nin 2016 yılında sinemaya uyarladığı aynı adlı filmi izleyin derim. Keyifle!
Zeplin Yayınları’ndan çıkan kitabın tanıtım yazısı aşağıda, almak için de buraya: Sessizlik – Şusaku Endo
Portekizli rahip Rodrigues, misyoner yoldaşı Francisco Garrpe’yle birlikte çıktığı zorlu bir yolculuğun ardından Japonya’ya varır. Bir Hıristiyan, üstüne üstlük bir rahip için akıl almaz tehlikelerle dolu bu ülkeye gelmelerinin iki amacı vardır: Birincisi, türlü işkencelere maruz kalan Japon Hıristiyanların başıboş kalıp savrulmalarını engellemek; ikincisi ise hayranlık duydukları öğretmenleri Ferreira’nın, inancına ihanet etmesinin ardındaki gerçeği öğrenmek…
Zulüm onlara hiç de uzak olmayan, eli kulağında bir gerçektir. Bir süre sonra Garrpe ile yolları ayrılır. Rodrigues artık bir başınadır. Onun Ferreira ile yüzleşmek üzere çıktığı bu yolculuk, sonraları kendisiyle, inancıyla ve Tanrı’sıyla yüzleştiği bir yolculuğa dönüşecektir, inananlar zulme uğrarken Tanrı neden hâlâ sessizdir? Yayımlandığı yıl Tanizaki Edebiyat Ödülü’nü kazanan Sessizlik, yayımlandığı yıl Japonya’da şiddetli tartışmalara yol açmış, geçen yıllarla birlikte modern klasikler arasında yerini almıştır. Çağdaş Japon Edebiyatı’nın köşe taşlarından biri olan Sessizlik, Martin Scorsese’nin önsözüyle ilk kez Türkçede.
“Şimdiye dek yazılmış en iyi tarihi romanlardan biri… Kusursuz.”
-David Mitchell-
“Hüzünlü, düşünceli ve şaşırtıcı da olsa içeriğiyle bağ kurabildiğiniz bir roman.”
-John Updike, Tavşan Kaç ve Tavşan Dibe Vurdu’nun yazarı-
“Sessizlik romanı bir başyapıt, duru ve harika bir metin.”
-The New York Review of Books-
“Sessizlik ve genel olarak Endo’nun bütün yapıtları aklımdan hiç çıkmıyor.”
-Phil Klay, 2014 Ulusal Kitap Ödüllü Redeployment’ın yazarı-
Bu kitap Japon Edebiyatı – Bir Ülkeyi Kitaplardan Tanımak projesi kitaplarından biri. Siz de Japon edebiyatı ile daha fazla haşır neşir olmak isterseniz beklerim!