Sarıyaz – Mahir Ünsal Eriş

Sarıyaz bu yaz okuduğum en iyi öykü kitabı oldu. Mahir Ünsal Eriş ise en iyi keşiflerimden biri. İyi bir öykü kitabının insanı nasıl sarıp sarmaladığını hatırladım sayesinde.

Sarıyaz birbirine bağlı ve fakat kendi içinde de hayli bağımsız öykülerden oluşuyor. Hepsinde bir sarıyaz, hepsinde gümbür gümbür ya da sinsice yaklaşan bir olay… Öykülere teker teker baktığımda keşke hepsi birer roman olsa da daha fazlasını okuyabilsem diye düşündüm. Ancak bu kısacık kitapta olduğu kadar etkileyici olabilecekler mi acaba?

Sarıyaz - Mahir Ünsal Eriş

Kitap ilerlerdikçe bazı detayların gün yüzüne çıkması ve okur olarak ne okuduğunuza dair daha çok şey anlamanız kitabı eşsiz kılıyor. Birbiri içine öyle güzel geçmiş ki öyküler, öyle güzel hesaplanmış ki neyin nerede yazılması gerektiği insan yazara hayran kalmadan edemiyor. En kısa zamanda mutlaka okuyun derim, çok seveceksiniz.

Can Yayınları’ndan çıkan kitabın tanıtım yazısı aşağıda, almak için de buraya: Sarıyaz – Mahir Ünsal Eriş

Şimdilerde o günleri ananlar hep “Sarıyaz” diyorlar adına. Haziranın gevreyen toprak üstünde buram buram tüttüğü son demlerinde, topu topu on iki günlük bir zamandı oysa. Ama bütün bir mevsim, yıllar boyu hatırlanacak kadar yüklü geçmişti.

Tarihe “Sarıyaz” diye düşüldü o günler.

Her şey havanın lodosa dönmesiyle başladı. Rüzgar, Afrika’dan aldığı sapsarı çöl kumunu yanına katıp körfeze doldu, ortalık sarıya kesti. Her şey ama her şey öyle bir sarardı ki, sanki dünya sarı bir camın arkasına saklandı gibi oldu.

Yöre halkını tedirgin eden bu tuhaf doğa olayının ardından bir de deprem gelir. Lakin bu “aşağıdan aşağıdan vuran” deprem halka halka büyüyecek, Sarıyaz’ın büyüklü küçüklü karakterlerinin hayatlarında meydana gelen şiddetli sarsıntılarda yankı bulacaktır.

Mahir Ünsal Eriş altı yıl aradan sonra yeniden okurların karşısına çıkıyor. Aynı olayın etrafında dönen ve birbirine bağlanan sekiz öyküden oluşan Sarıyaz’da, yine küçük bir kıyı şehrindeki sözümona sıradan insanların dünyalarına ışık tutuyor. Onların aşklarına, hüsranlarına, isyanlarına, hezeyanlarına, kalp yaralarına ve her şeye rağmen hayata tutunma çabalarına tercüman oluyor… Her zamanki sakınmasız, dürüst ama merhamet dolu, hayat dolu tavrıyla. Her zamanki gibi sokağı dillendirerek…

Menüye dön