Sahipler A. S. Byatt’ın Bülbülün Gözündeki Cin ve Matisse Öyküleri‘nden sonra okuduğum üçüncü romanı oldu ve kesinlikle sonuncusu da olmayacak. 7oo küsür sayfalık bu romandan sonra açıkça belirtmem gerekir ki Byatt inanılmaz bir yazar. Bundan sonra da yazarın yazdığı her şeyi okumayı planlıyorum. Size de öneririm.
Sahipler bir yandan Victoria Çağı’nda geçerken bir yandan da yakın geçmişte geçiyor. Anlayacağınız ortada farklı ve ancak birbirine sıkı bir şekilde bağlanmış iki hikaye var. İkisi de sizi kendine bağlayacak ve ikisinden de kopmak istemeyeceksiniz. Özellikle kitabın sonlarına doğru olanları öğrenebilmek için kitabı daha hızlı okurken bulacaksınız kendinizi. Edebiyatçıların aslında birer dedektif olduğunu keşfederken bir yandan da geçmişte ve herkesten gizli kalmış bir aşkı bulacak, bu aşkla birlikte başka bir aşkın da filizlenişine şahit olacaksınız.
Elbette bu esnada Byatt’ın şiirlerini, mektuplarını okuyacak ve böylesi bir dehanın kitabını okuduğunuz için de kendinizi şanslı hissedeceksiniz. İngiltere’nin havasını solumak da hoşunuza gidecek eminim. Yazarın betimlemeleri o kadar enfes ki, anlattıklarını okurken bir film seyrediyor gibi hissedebilirsiniz. Edebiyatı seven herkesin çok seveceğini düşünüyorum. Boşuna şu ödülleri almamış anlayacağınız: Man Booker Prize (1990), Irish Times International Fiction Prize (1990), Commonwealth Writers’ Prize for Best Book in South Asia and Europe (1991). Çevirisine de değinmeden edemeyeceğim, Rana Tekcan başlı başına bir eser çıkarmış ortaya! Keyifle!
Can Yayınları’ndan çıkan kitabın tanıtım yazısı aşağıda, almak için de buraya: Sahipler – A. S. Byatt
A.S. Byatt, bu romanı yazmaya nasıl başladığını şöyle anlatıyor: “British Museum’da oturmuş, Coleridge uzmanı Kathleen Coburn’ün kart kataloğunun çevresinde dönüp duruşunu izliyordum; birden onun tüm hayatını bu ölmüş adama adadığını fark ettim. ‘Adam mı onun sahibi, yoksa o mu adamın?’ diye düşündüm. Sonra yaşayanlarla ölüler arasındaki ilişkileri anlatan, ‘Sahipler’ adında bir roman olabilir diye düşündüm. Ölmüş yazarların elyazmalarının ‘sahibi’ kimdir, sorusunu zihnimde evirip çevirdim; sonra ‘sahip olmanın’ cinsel ilişkiler için de kullanıldığını fark ettim. Ve aklıma biri modern diğeri de Victoria Çağı’nın ortalarından, birbirlerine kelimenin bütün bu anlamlarında sahip olan iki çift âşık fikri geldi.”
Bu noktadan hareketle yazılan Sahipler, aynı anda hem edebiyat dünyasında bir dedektiflik sürecini hem de beklenmedik bir aşk hikâyesini entelektüel bir zekâyla örüyor. Victoria Çağı’ndaki iki şairin yaşamlarını araştıran iki genç akademisyen, ele geçirdikleri mektupların, günlüklerin, şiirlerin izini sürerek ve zamana karşı yarışarak, müthiş bir tutku, aldatma ve trajedi ağını ortaya çıkarıyorlar.
Bu kitap Kitaplık Kedisi Reading Challenge 2017 kitaplarından biri. Siz de katılın, 2017 boyunca birlikte yirmi enfes kitap okuyalım, Birleşik Krallık edebiyatını birlikte keşfedelim!