Fahrenheit 451 geç okuduğuma yandığım, neden daha önce okumadım diye bol bol hayıflandığım bir kitap oldu. İsmini muhakkak siz de duymuşsunuzdur, duymamış olmanızın pek imkanı yok. Ancak bunca ününe rağmen, daha da fazla duyurulması ve herkesin okuması için kafalara vurulması gerektiğini düşünüyorum. O kadar şahane bir kitap bu! Onca yıldır okunması gereken kitaplar listelerinden çıkmayan bu kitap, sizi kitaplara daha düşkün kılacak. Belli başlı zihniyetlere kin duymanıza da sebep olacak belki ama en azından bir şeyler yapmanız için (kitap okumak gibi) içinizde bir “ateş” yakacak.
2012’de hayatını kaybeden ve genelde korku ve bilim kurgu yazan Ray Bradbury‘nin başyapıtı sayılan Fahrenheit 451 1953’te yazılmış olsa da günümüzde de, gelecekte de sanki bugün yazılmış gibi okunabilecek bir kitap. Gücünü, muhteşemliğini ve ne yazık ki korkutucu yanını da bundan alıyor. Kitaplarına bebek muamelesi yapanlara özellikle öneririm ama bu kitabı yediden yetmiş yediye herkes okumalı. Birilerine ya da kendinize hediye almayı planlıyorsanız bu kitaptan daha iyisini bulabileceğinizi sanmıyorum. Hayat değiştirebilecek bir kitap olduğunu da şimdiden söyleyeyim. Sağlam bir tokat etkisi yaratıyor. Öğrenmenin, bilmenin değerini bilenler bu kitabı zaten çok severek okuyacaklardır ancak konuyla belki biraz alakasız olan insanlara özellikle çok iyi geleceğini düşündüğüm bir kitap bu. Keyifle ve inatla okuyun! Kitap okumayanlar varsa çevrenizde onlara da zorlu okutun!
İthaki Yayınları’ndan çıkan kitabın tanıtım yazısı aşağıda, almak için de buraya: Fahrenheit 451 – Ray Bradbury
Guy Montag işini seven bir itfaiyeciydi. On yıldır kitap yakıyordu. Gecenin bir yarısında yola çıkışlarını, alevlerin kitapları yutuşunu hiç sorgulamamıştı… Hiç sorgulamamıştı, insanların korkusuzca yaşadıkları bir geçmişi anlatan o 17 yaşındaki genç kızla karşılaşana dek… Montag’ın hayatındaki bütün yanlışlar doğrularla yer değiştirir o andan sonra… İşini, eşini, yaşayışını yeni bir gözle değerlendirir. Önünü alamadığı duyguları onu, asla tahmin edemeyeceği şeyler yapmaya iter.
Sansüre, totaliter yönetimlere, kültür endüstrisine ve uzunca bir süredir sürdürdüğümüz yaşam tarzına yönelik en keskin eleştirilerden biri. Okuyun ve kendinizi yeni baştan kurun.