Paris’teki Eş’i yazlıkta okudum. Nedense bu yaz okuduğum kitapların çoğu vurdu beni. En çok da bu kitap vurdu diyebilirim. Genelde kitabı bitirir bitirmez bilgisayar başına oturur yazarım ama bu kitabı iki hafta bekletmek zorunda kaldım. Hep derim ya, insan kendini romanda bulduğunda eser amacına ulaşır; bu kitap da can evimden vurdu diyebilirim.
Paula McLain ilk kez okuduğum bir yazar, bundan sonra da okumaya devam edeceğim. Dili şahane bir kere. Sürüklüyor insanı, zorlamıyor. Beni en çok etkileyen ise kitabın konusu oldu. Ernest Hemingway‘in ilk eşi Hadley ile olan aşk hayatını anlatıyor Paris’teki Eş. Sadece aşkla kalmıyor elbette, Paris’te geçen zaman ve Fitzgerald ve Ezra Pound gibi dostlara da ışık tutuyor. Benim gibi edebiyat delileri de eminim bu yazarlar hakkındakileri okuduğunda aynı heyecanı hissedecektir.
Kitap neden bu kadar etkiledi peki beni? Neden sabahın ikisinde bahçeye çıkıp da sigara yakmak zorunda kaldım rahat yatağımı bırakıp? Eh işte, yaşanmışlıklar satırlar arasında insanın suratına çarpınca rahat edemiyor insan. Birkaç yorum gördüm bloglarda, aman bu erkeklerin hepsi aynı hepsi gerzek türünde. Ne kadar yanlış yorumlamışlar kitabı. Hemingway birçok kez evleniyor evet, aldatıyor evet. Evet de, işte tam da burada farklılıklar ortaya çıkıyor. Nedenlerini iyi görebilmek lazım.
Gönül rahatlığıyla önerebileceğim, iyi bir kitap Paris’teki Eş. Remzi Yayınevi tarafından dilimize çevrilmiş, orijinalinden okuduğum için çevirisine dair bir fikrim yok ama konunun tek başına yeterli olacağını düşünüyorum. Keyifle okuyun. Kitapla ilgili bilgilere de buradan ulaşabilirsiniz.
Remzi Yayınevi’nden çıkan kitabın tanıtım yazısı aşağıda, almak için de buraya: Paris’teki Eş – Paula McLain
Ernest Hemingway ile ilk karısı Hadley’in, başta Paris olmak üzere çeşitli kentlerde geçen günlerinin aşk ve ihanetle örülü sarsıcı romanı…
Dünya, Caz Çağı’nı yaşamaktadır. Kızıl saçlı piyanist kız ile savaş gazisi genç ve yakışıklı gazeteci Şikago’da bir dost evindeki partide tanışır. 29’undaki Hadley, yazma hırsıyla yanıp tutuşan kendinden sekiz yaş küçük Hemingway’le 1921’de evlenir.
O sıralar sanat ve edebiyatın kalbi Paris’te atmaktadır. Genç Hemingway, yazar dostu Sherwood Anderson’un yönlendirmesiyle geleceğini eşiyle birlikte Paris’te aramaya karar verir. Paris günlerinde önceleri parasızlık onları epeyce zorlar ama zamanla entelektüel çevrenin bir parçası olurlar. Paris’i mekân tutmuş pek çok Amerikalı yazar ve sanatçıyla tanışır, Gertrude Stein, Scott Fitzgerald, Ezra Pound gibi ünlü isimlerle derin dostluk kurarlar.
Comments are closed.