Öyküler Seni Söyler Sefa Kaplan’ın okuduğum ilk kitabı ve sanıyorum sonuncusu da olmayacak. Şiir kitapları ve sıra dışı köşe yazılarıyla tanınan şair/yazar daha önce okuduğum hiçbir yazara benzemiyor. Ferhan Şensoy gibi gerçekten çok kendine özgü bir dili var. Satır aralarından fırlayıp ‘hadi gel iki kadeh bir şey içelim’ diyecek gibi yanıbaşımda hissettim hep. Ah bu kelimeler, bu edebiyat nelere kadir! İnsanı yalnızlığından sıyırıveriyor.
Öyküler Seni Söyler adlı kitapta çok sıra dışı bir ses, müthiş bir samimiyet var. Ben özellikle ikinci bölüme hayran kalmışsam da, eminim çoğunuz hepsini çok seveceksiniz. Bir de elbette yazar Londra’da beş yıl yaşadığından, Londra öykülere de sızmış. Yakında evim olacak bu şehir hakkında bir şeyler okumak da keyifliydi doğrusu. Bu kitap ne oldu da popüler olmadı, nasıl oldu da ben bunu duymadım dedim okurken hep. Öykü seviyorsanız, biraz popülerden kaçmak, daha samimi seslere esir olmak istiyorsanız enfes bir kitap var karşınızda. Özellikle bu karda kışta evlere kapanmışken, elinizden bırakamayacağınız bir kitap olacak bu. Mutlaka göz atın, kaçırmayın derim. Keyifle!
Oğlak Yayınları’ndan çıkan kitabın tanıtım yazısı aşağıda, almak için de buraya: Öyküler Seni Söyler – Sefa Kaplan
“cemil, hastanede üç buçuk ay kaldı, kimseyle tek kelime konuşmadı ve kimseye soru sormadı. babası başta olmak üzere eş-dost, ‘cemil’in eski huyudur’ diye değerlendirdiler meseleyi ve acısına verdiler, ziyaretleri sırasında getirdikleri çiçek sayısı başlangıçta mühim bir yer işgal ediyorduysa da, giderek, hem kendileri hem de çiçekleri seyrekleşti. kimseye sezdirmeden annesiyle konuştuğu bir akşamüstü ‘hayat’ın ne olduğunu merak etti ve yatağından kalkarak pencereye yürüdü. dışarıya baktı, pek bir şey anlamadı. aynı işi, üç gün üst üste tekrarladı. durum değişmedi. kaygıları çoğalıyordu. bir gün doktora, ‘ben yaşıyor muyum?’ diye sordu. doktorun, ‘maşallah, turp gibisiniz cemil bey’ cevabını duyunca yine sustu, insanla turp arasında münasebet tesis etmeye çalıştıysa da muvaffak olamadı. sessiz düşündüğü için kimse durumu fark etmiyordu. (…) hacı hafız’ın oğlu cemil’i bırakmadı, aldı götürdü.
Bu kitap Oğlak Yayınları ve Ruhu Doyuran Kitaplar‘dan biri. Siz de bu okuma projesinde bana katılın; edebiyatın ve yemek kültürünün hayatımıza neler kattığını birlikte keşfedip keyfini çıkaralım.