Otuz Dokuz Basamak uzun yıllardır okumadığım casusluk romanı türünün tozunu aldı bir güzel. Hem Ölmeden Önce Okumanız Gereken 1001 Kitap Listesi‘nde olduğundan hem de efsane yönetmen Alfred Hitchcock kitabı filme uyarladığından kitabı okumak istemiştim. Gerçekten çok kısa ve sürükleyici olduğundan bir çırpıda okunuveriyor. İskoçya kırlarında -kovalanacak da olsanız- biraz gezinmek istiyorsanız keyifli bir kitap olabilir.
Afrika’dan Londra’ya gelmiş olan Richard Hannay hayatından ve aslında Londra’dan hayli sıkılmıştır. Eğer değişik bir şeyler olmazsa buraları terk etmeyi düşünmektedir. Yani bu ilginç karakterimiz bela aramaktadır. Bir yandan ne hikmetse o kadar sempatiktir ki hadi bakalım sana yaraşır bir macera yaşarsın umarım derken bulursunuz kendinizi. Derken bela geliverir elbette ve Hannay buna çoktan hazırdır. Politikayla pek ilgilenmese de kendini bir anda politik bir saldırıyı engellemeye çalışırken ve daha çok canını kurtarmak için oradan oraya kaçarken bulur. Siz de bu esnada İskoçya’nın kırsalında onunla birlikte bir yandan kaçar bir yandan çaktırmadan gezersiniz. Yer yer yok artık dediğim olaylar olsa da kitap o kadar hızlı ilerliyor ki üzerinde durmaya değmez dedim ve geçtim. İyi ki de öyle yapmışım, her durumda insanı merakta bırakın bir kitabın keyfini sürdüm. Siz de benim gibi genelde casusluk romanı okumuyorsanız fakat yine de en azından birkaç kitabı denemek isterseniz önerebilirim. Hem kısa olduğundan çabucak bitirebilir hem de ardından filmi seyredebilirsiniz. Keyifle!
Bilge Kültür sanat Yayınları’ndan çıkan kitabın tanıtım yazısı aşağıda, almak için de buraya: Otuz Dokuz Basamak – John Buchan
Richard Hannay, Londra’daki evine giderken canının çok sıkıldığını hissediyordu. İngiltere’de heyecan verici hiçbir şeyin olmadığını düşünüyordu. Belki de Afrika’ya geri dönecekti; ama o gece evine Scudder adında biri geldi ve ona çok ilginç bir hikaye anlattı. Bir hafta sonra da Hannay kendini İskoçya’daki bir çayırda aç, yorgun ve tükenmiş yatarken buldu. Tepesinde bir uçak uçuyordu. Hannay o uçağın kendisini görmemesi ve Scudder’ın siyah defterinin hala cebinde olması için dua ediyordu.
Bu kitap Kitaplık Kedisi Reading Challenge 2016 kitaplarından biri. Siz de katılın, 2016 boyunca birlikte yirmi enfes kitap okuyalım!