On Derin Ayak İzi kulağa ve göze fazlasıyla kişisel gelişim kitabı gelse de, kurguyla harmanlanmış birkaç güzel öğüt içeren bir kitaptan öteye gitmiyor. İyi ki de gitmiyor. Bu haliyle tam kıvamında olmasının yanı sıra öğütleri de insanı baymıyor.
HarperCollins Authonomy yarışmasında birinci olan kitapta birbirinden farklı metropol insanlarının hayatları anlatılıyor. Karakterlerinin hiç de fena olmadığını ve konunun da oldukça akıcı bir şekilde işlendiğini söyleyebilirim. Ruhani lider Wen Bao Zhu’nun özellikle sevileceğini düşünüyorum. Hepimizin böyle bir kadına ihtiyacı var. Daha doğrusu zaman zaman böyle bir kitap okuyup, farklı açılardan bakıp düşünmeye desem daha doğru olacak. On Derin Ayak İzi kolay okunan, yormayan, sürükleyen bir kitap. Kafanız dağınıksa ve sizi yormayacak bir şey arıyorsanız biçilmiş kaftan diyebilirim. Bu aralar huzursuz hissedip de hiç kişisel gelişim okumayan -benim gibi- insanlar için de değişik bir kitap olabilir. Keyifle!
Lüset Kohen Fins’in On Derin Ayak İzi adlı kitabının tanıtım yazısı aşağıda, almak için de buraya!
Zhuizm düşünce akımının lideri Wen Bao Zhu’nun evinde ölü bulunmasının ardından aklına gelen kurnazca bir fikir sayesinde izlenme oranını yeniden yükselteceğine inanan dünyaca ünlü talk-show yapımcısı Chloe Franklin, yıllar önce Wen Bao Zhu’yla tanışmasına sebep olan dört eski arkadaşına toplu bir e-posta mesajı göndererek onları canlı yayına davet eder. Oysa programa davet edilen kişiler Chloe Franklin’e karşı artık farklı hisler beslemektedir… On Derin Ayak İzi, 2020 yılında Chloe Franklin’in programına davet edilen bu dört konuğun hayatının 2013 yılında hangi şartlar altında kesiştiğini çarpıcı bir kurguyla işleyen düşündürücü bir hikâye. Kahramanlarının hayatını sadece dört ay gibi kısa bir sürede farklı yönlere sürükleyen olaylar zinciri ise Wen Bao Zhu’nun yeni projesi için araştırma yaparken bir mahalle çamaşırhanesinde tesadüfen tanıştığı bir adama kişisel bir soru sormasıyla başlıyor…
Doğru zamanda doğru kişilerle yapılan bağlantılar sonucu elde edilen mesleki başarılara ve tesadüfen tanıştığımız kişilerin hayatımızdaki önemine değinen Fins, yaşama tutunabilmek için elimizden geleni değil gerekeni yapmamızı vurguluyor.
-Brandon Zimmerman, Societal Equilibrium’un yazarı-
New York’ta geçen; Tokyo, Londra, Roma ve Mumbai’nin ardından İstanbul’a kadar uzanan, herkesin kendinden az ya da çok ama mutlaka bir parça bulabileceği bu kitapta insan ilişkileri, kariyer seçimi ve hayatın anlamı gibi geniş kapsamlı konular gerçekçi bir bakış açısıyla ele alınmış.
-Georgina Famett, The Chorus ofthe Universe’in yazarı-