Oblomov – İvan Aleksandroviç Gonçarov

Oblomov çok uzun bir aradan sonra okuduğum ilk Rus klasiği oldu. Hakkında duyduğum onca övgüden sonra inanılmaz bir klasik okuyacağımı düşünüyordum. Kitabın ilk bölümünü zevkle ve hızlıca okuduğumda bu güzelim klasiği çok seveceğimi, yerlere göklere sığdıramayacağımı düşünerek heyecanlandım. Ne de olsa İvan Gonçarov, 1840’ların sonlarından 1858’e kadar yaklaşık on yıl boyunca Oblomov üzerinde çalışmıştı. Daha önce görülmemiş bir karakter, bir anti-kahraman kazandırmıştı dünyaya. Sevmeyip de ne yapacaktım?

Ancak ikinci bölümden sonra işler hayli değişti. Gonçarov, belki de isteyerek, romanı da Oblomov’a benzetti. Okudukça insanın uykusunu getiren, kendini tekrarlayan, sohbeti de hızla kurulaşan, tatsızlaşan bir kitaba dönüştü Oblomov. Canımız ciğerimiz Oblomov’un aşık olmasıyla ben de biraz canlandıysam da Oblomovluk benim de kanıma işlemişti bir kez. Bu aşkın da Oblomov’un da bir yere varamayacağını hepimiz biliyorduk ne de olsa. Oysa Oblomov istediği hayatı düşlerken onunla birlikte bu düşün bir parçası olmak ne de hoştu! Keşke yatağından hiç çıkmasaydı da düşlerini okusaydık bol bol. Hatta Zahar ile bitmek tükenmek bilmeyen, bir yerden sonra okuması bende sinir krizlerine yol açan kavgalarını bile okumaya razıydım. Ancak herkesin hayatında “Ya şimdi ya hiç!” diyen bir Ştolts var, Oblomov’un da olmazsa olmazı oydu elbette.

oblomov

Gününün yarısını hayal aleminde en az Oblomov kadar zevkle geçiren, hareket etmeden önce detaylıca planlar yapan ve ertelemeyi seven bir insan olarak Oblomov’u iliklerime kadar anlıyor ve onu gerçekten çok seviyorum. Ancak Gonçarov’la aram pek iyi değil. Oblomov’un yarısından sonra çok şevkimi kaybetmiş, oflaya puflaya okur hale gelmiştim. Genel hikayeye hiçbir şey katmayan onca konuşma ve detay arasında ne okuduğumu unuttuğum ve Oblomov gibi kitabı bırakıp bir köşede unutmak istediğim çok oldu. Ancak Oblomov aşkına geri döndüm. Yorumlarda sık sık rastlasam da ne Oblomov’un ne de kitabın yer yer komik olduğunu hiç düşünmedim. İnsanların mizah anlayışları ne kadar değişik! Ona da ayrıca şaşırdım.

Oblomov unutamayacağım bir karakter olacak kalacak bende ama bu kitabı da Gonçarov’u da bir daha asla okumak istemem.

İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıkan kitabın tanıtım yazısı aşağıda, almak için de buraya: Oblomov – İvan Aleksandroviç Gonçarov

İvan Aleksandroviç Gonçarov (1812-1891): Rusya’nın 19. yüzyılda yetiştirdiği en önemli romancılardan biridir. Yazarın “Oblomov’un Rüyası” adlı bölümü ilk kez 1849’da bir dergide yayımlanan ikinci romanı Oblomov’sa (1857), yalnız Rusya’da büyük bir etki yaratmakla kalmamış, dünya edebiyatına da son yüz elli yıldır hem trajikomik bir karakter hem de adıyla özdeşleşmiş bir insanlık durumu kazandırmıştır.

Sabahattin Eyüboğlu (1909-1973): Hasan Âli Yücel’in kurduğu Tercüme Bürosu’nda görev aldı. İÜ Edebiyat Fakültesi’nde Fransız Dili ve Edebiyatı bölümünde öğretim üyesi olarak çalıştı. Köy Enstitülerinde dersler verdi. Yazdığı pek çok kitabın yanı sıra Shakespeare, Montaigne, Platon, Hayyam gibi pek çok önemli yazar ve düşünürün eserlerini çevirdi. Erol Güney (1914-2009); Tercüme Bürosu’nun en önemli çevirmenlerindendir. Ülke siyasetlerinin değişen yüzleri onu doksan iki yılda Rusya’dan Türkiye ve İsrail’e göçmen kıldı. Milli Eğitim Klasikleri döneminde S. Eyüboğlu ve M.C. Anday gibi ustalarla Rusça’dan önemli klasikleri dilimize kazandırdı.

İvan Aleksandroviç Gonçarov

İvan Aleksandroviç Gonçarov (Rusça: Ива́н Алекса́ндрович Гончаро́в) (d. 18 Haziran 1812 – ö. 15 Eylül 1891) Rus yazardır. En ünlü eseri 1859 yılında basılmış Oblomov’dur.

Simbirsk, şimdiki adıyla Ulyanovsk’ta doğmuştur. Babası zengin bir tahıl tüccarıdır. Moskova Devlet Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra 30 yıl boyunca devlet memurluğu yapmıştır.

Goncharov’un ilk romanı Alelade Bir Hikaye, Sovremennik”te 1847 yılında yayınlanmıştır. İkinci ve en iyi bilinen romanı olan Oblomov ise 1859 yılında Otechestvennye Zapiski’da yayınlanmıştır. Üçüncü ve son romanı olan Yamaç, Vestnik Evropy’da 1869 senesinde okuyucularıyla paylaşılmıştır.

En ünlü romanı olan Oblomov’un aynı isimli karakteri, “Oblomovluk” kavramının doğmasına da yol açmıştır. Bu kavram aşırı tembelliğin bir ifadesi olarak kullanılmaya başlanmıştır. Gonçarov, Fyodor Dostoyevski tarafından kayda değer, itibarlı bir yazar olarak tanımlanmıştır. Anton Çehov kendisinden başarılı bir yazar olarak söz eder. Hiç evlenmemiştir ve 1891 yılında Sankt-Peterburg kentinde ölmüştür.

Bu kitap Kitaplık Kedisi Reading Challenge 2021 kitaplarından biri. Siz de katılın, 2021 boyunca birbirinden enfes yazarları keşfedip, onların büyüsüne kapılın. 2021 kitaplarla mutlu olacağımız ve edebiyatın nimetlerinden faydalananacağımız bir yıl olsun!

Menüye dön