Mr. Gwyn – Alessandro Baricco

Mr. Gwyn Alessandro Baricco’nun okuduğum dördüncü kitabı oldu ve her kitabından sonra yazara daha çok hayran kaldığımı keşfettim. Özellikle bu kitap, okuduğum onca saçma ve boş kitaptan sonra bana o kadar iyi geldi ki, yine edebiyata şükrederken buldum kendimi. Bu kitap, o kitaplardan biri. Hani içinde kaybolup, kitap bittiğinde kendimizi tekrar ve çok daha iyi bir halimizle bulduğumuz kitaplardan…

Mr. Gwyn - Alessandro Baricco
Mr. Gwyn  Londra’da yaşayan, gayet başarılı bir yazardır. Ancak bir gün artık yapmak istemediği elli iki şeyi listeler ve yazarı olduğu gazeteye bir sonraki yazısı olarak teslim eder. Bu listenin en sonunda artık kitap yazmayacağını da belirtmiştir. Aynı zamanda en yakın arkadaşı olan menajerinin ısrarlarına rağmen Mr. Gwyn artık kitap yazmamakta kararlıdır. Ancak bir süre sonra, zihininde kelimeler uçuşurken ne yapacağını bilemez hale gelir ve koca bir boşluğa düşer. Bir yazar acaba en başta neden bir yazar olur? Yazmak öyle keyfekeder bırakılabilecek bir şey midir? Peki bundan sonra Mr. Gwyn bu koca boşluktan kurtulmak için ne yapar? Eh asıl hikaye de burada başlıyor zaten. Bir kopyacı olmaya karar verir eski yazar. İnsanların portrelerini kopyalayacaktır artık. Bunun için hayli sıra dışı bir stüdyo tutar ve insanların, karşısında otuz küsür gün boyunca çırılçıplak ve hiçbir şeyle ilgilenmeden durmasını ister. Kitapta okuyacaklarınızın hepsi olağandışı şeyler ama bir o kadar da gerçekçiler. Londra’nın hem kaotik hem de sakin ortamında, birbirinden ilginç karakterlerle dolu, müthiş bir hikaye bekliyor sizi. Çok seveceksiniz eminim.

“Jasper Gwyn bir kişi değil, bir hikaye olduğumuzu öğretti bana. Kim bilir hangi serüvene dalmış bir insan olduğumuzu düşünürüz, bu çok basit bir serüven de olabilir ama asıl anlamamız gereken yalnızca o kişi değil, tüm hikaye olduğumuzdur. O kişinin yürüdüğü ormanız, onu aldatan kötü insanız, çevresindeki karmaşayız, geçen tüm insanlarız, nesnelerin rengiyiz, gürültüleriz. Anlayabiliyor musunuz?”

Şemsa Gezgin’in çevirisinin de enfes olduğunu belirtmem gerek, gerçekten su gibi akıcı bir kitap. Keyifle ve mutlaka okuyun derim!

Mr. Gwyn - Alessandro Baricco

Tanıtım yazısı:

Jasper Gwyn, Regent’s Park’a gitmek için izleyebileceği birçok yol arasından her zaman seçtiği caddede yürürken, ansızın hayatını kazanmak için her gün yaptığı işin artık ona kesinlikle uygun olmadığı duygusuna kapıldı. Bu düşünce daha önce de aklını kurcalamıştı, ama ilk kez bu kadar belirginleşiyor ve cazip geliyordu.

Londra’da yaşayan yazar Mr. Gwyn bir gün birdenbire, yapmakta olduğu pek çok şeyi bırakmaya karar verir. Bunlar arasında yazmak da vardır. Birçok yazar gibi bir esinsizlik bunalımı yaşadığı için değil elbette. Amacı kimselerin yapmadığı bambaşka, büyülü bir sanat dalını gerçekleştirmektir.

Yazar, yönetmen, müzisyen gibi birçok kimliği ve farklı duruşuyla Alessandro Baricco, bildiğiniz pürüzsüz, akıcı, usta işi dili, pırıltılı üslubuyla okuru Mr. Gwyn’in gizemli dünyasına taşırken, sorular takılıyor akıllara: Ayna’ya baktığımızda önce kendimizi mi görürüz yoksa yansımamızı mı? Biz mi kurguluyoruz kendi hayatımızı, yoksa sadece aktörleri miyiz?

Buradan satın alın; Mr. Gwyn – Alessandro Baricco

Bu kitapla ne içilir: Ihlamur.
Bu kitapla ne dinlenir: Yağmur sesi. Özellikle şu arkada sakin sakin çalsa çok güzel olabilir: Rainymood

Bu kitap daha önce Can’la Bir Sene‘de yayımlandı.

Menüye dön