Michel Houellebecq – Temel Parçacıklar

Michel Houellebecq Fransız edebiyatının en tanınan ve aslında en çok tartışılan isimlerinden biri. Temel Parçacıklar adlı kitabı da yazarın okuduğum ilk kitabı ancak kesinlikle son kitabı olmayacak. Bu zamana kadar okuduğum hiçbir şeye benzemiyordu Temel Parçacıklar, yazarın diğer kitaplarının da bundan aşağı kalır yanı olduğunu hiç sanmıyorum.

Michel Houellebecq

Üvey kardeşler Michel ve Bruno’nun tek ortak noktaları anneleridir. Michel bir moleküler biyolog, bir düşünür ve idealisttir; bahsi olacak bir seks hayatı yoktur ve insanlardan biraz uzak yaşamaktadır. Diğer yanda Bruno ise pratikten ziyade teoride hovarda bir adamdır, mesleğiyle pek de alakası olmayan bir öğretmendir. İkisi de atomlarına ayrılmış toplumun belli üyelerindendir; din oldukça sığ olan yeni dönem felsefelerin eline düşmüştür ve aşk da anlamsız cinsel bağlantılardan öteye gidememektedir. Temel Parçacıklar bu iki kardeşin hikayesini anlatmaktadır ancak kitabın asıl konusu çağdaş toplumun parçalara ayrılmasıdır. Bunun içinde toplumun varsayımları, siyasi yanlışları ve antropolojiden genç kız dergilerindeki sorunlara kadar her şeyin yakıcı ve etkili tarafları da ele alınmaktadır. Anneniz ya da çocuğunuz kitabın konusunu size sorduğunda muhtemelen “eeeehhhmmm” gibi bir tepki vermek zorunda kalacağınız birçok bölümün de olduğunu şimdiden belirteyim. İnanın bayılacaksınız! Bayılmasanız bile böylesine değişik bir kitap okuduğunuz için mutlu olacaksınız. Sakın kaçırmayın.

Michel Houellebecq

Kitabın tanıtım yazısı aşağıda;

İki üvey kardeş, iki farklı yaşam ve aşk anlayışı… Başarılı bir moleküler biyolog, matematiksel yaklaşımıyla insan sevgisinden ve cinsellikten uzak yaşayan Michel; vasat bir edebiyat öğretmeni, cinsel hazzın peşinden koşan, seks takıntılı Bruno. Üzerlerindeyse, özgürlük ve aşkın peşinden koşarak Amerika’ya giderken, çocuklarını büyükannelerine bırakan ve bu iki anti kahramanın travmalarının sorumlusu bir annenin gölgesi.

Birbirlerinin varlığından haberdar olmaksızın, büyükanneleri tarafından dış dünyadan korunarak yetiştirilen ve rastlantılar sonucunda karşılaşan taban tabana zıt iki kardeş ve onların âşık oldukları kadınlarla daha da çetrefil bir hal alan hayatları.

Michel ve Bruno’nun hayat karşısındaki başarısızlıkları, bencilliği aşan değerler yaratamayan tüketim toplumunun ve toplumsal olarak yıkıcı bir hal alan narsisizmin başarısızlığına bir yanıt sanki. Houellebecq’in yeni binyılın hemen öncesinde kaleme aldığı, insan ilişkilerine karamsar bir gerçekçilikle yaklaşan bu roman yayımlandığında, gerek dili gerek bazı temel meselelere alışılmışın dışındaki yaklaşımıyla, dünyada adeta bir manevi kaos yarattı; 2000’lerin insanını, yeni Frankenstein olarak kendi kendisiyle tanıştırdı.

Bu kitapla ne içilir: Viski!
Bu kitapla ne dinlenir: Sinirleri gevşetmek için bolca caz.
Bu kitap daha önce Can’la Bir Sene‘de yayımlandı.
Menüye dön