Mavi Evdekiler Meaghan Delahunt’ın ilk romanı ve açıkçası Frida hakkında çok daha fazla şey öğrenmek adına bu kitabı okumak istedim. Hemen belirteyim Frida hakkında çok fazla şey bilmiyorsanız ve onun özelinde bir kitap okumak istiyorsanız bu kitap ilk okunacaklar listesinde yer almasa da olur. Ancak birkaç kitap devirdikten sonra buna da bir göz atarsanız hoş olabilir diye düşünüyorum.
Mavi Evdekiler Leon Troçki ve eşinin, Frida Kahlo ve eşi Diego Rivera’nın evinde, Meksika’da kaldığı dönemi anlatıyor. Hikaye farklı insanların ağzından küçük bölümler halinde anlatılıyor. Açıkçası kitaba odaklanmakta çok zorlandım. Yazarın stili hikayeye tamamen girmenize içinde kaybolmanıza pek izin vermiyor ve farklı kişilerce anlatılan kısa hikayeler de bu duruma pek yardımcı olmuyor açıkçası. Yine de belli bir süre sonra tüm karakterleri ve anlatıcıları kafanıza oturtunca biraz daha keyifli hale geliyor kitap. Kafanız çok yoğunsa okumaya girişmeyin derim ama en uygun zamanda mutlaka göz atın. Keyifle!
Oğlak Yayınları’ndan çıkan kitabın tanıtım yazısı aşağıda, almak için de buraya: Mavi Evdekiler: Frida, Troçki ve Stalin’in Romanı – Meaghan Delahunt
Bir süre beni içine alan ve kendimi güvende hissetmemi sağlayan mavi dikdörtgen… Mavi kucaklama… Elli dokuz yaşında, altı haftalığına, gençlikle son bir dans.
Benimle kalıyor, onun anısı ve evindeki o odanın manzarası.
Stalin’in ajanları tarafından ülke ülke aranan Leon Troçki, bir süre İstanbul’da yaşadıktan sonra Ocak 1937’de Meksika’ya sığınır. Orada ressam Frida Kahlo’nun hiç sönmeyen ateşi ve görkemiyle karşılaşır. Frida, kocası Diego Rivera’yla birlikte Leon Troçki ve karısı Natalia’yı Coyoacan’daki “Mavi Ev”lerine misafir ederler.
Meaghan Delahunt’un nefes kesen bu ilk romanı Meksika’daki o olağanüstü yıllarda yaşanan tutku ve ihanetleri anlatıyor ve aynı zamanda okuyucusunun gözleri önüne, Sovyetler’in kuruluşu, ihtilaller ve ayaklanmalardan oluşan yirminci yüzyılın ilk yarısının panoramasını da seriyor.
Stalin’in genç ve yalnız karısının, malvarlığının yok olmasını ve oğlunun kaçınılmaz yükselişini aynı şaşkınlıkla izleyen Troçki’nin Ukraynalı Yahudi babasının ve büyüleyici Frida’yla yaşadığı kısa aşk ilişkisinden sonra kalbi hala yanan Troçki’nin hikayelerini dinliyoruz. Bu hikayeler, daha az tanınmış ama tarihin yazımına bir o kadar da katkıda bulunmuş diğerlerinin anlattıklarına karışıyor: Troçki’nin ölümüne el falında okuyan Meksika’lı Yahuda kuklacısı, katı Stalin dönemini yaşayan Bolşevik bir mühendis ve suikasti önleyemeyen koruma görevlisi.
Son derece önemli ve çarpıcı bir ilk yapıt… Bir fısıltı kadar mahrem ve özel… Ama aynı zamanda tarihin çınlayan kelimeleri ve sesleriyle yankılanıyor.
Bu kitap Oğlak Yayınları ve Ruhu Doyuran Kitaplar‘dan biri. Siz de bu okuma projesinde bana katılın; edebiyatın ve yemek kültürünün hayatımıza neler kattığını birlikte keşfedip keyfini çıkaralım.