Kaybolma Kılavuzu – Rebecca Solnit

Kaybolma Kılavuzu, adını çokça duyduğum ve hakkında duyduklarımdan dolayı beni çokça meraklandıran Rebecca Solnit’in okuduğum ilk kitabı oldu. Ne kadar büyük hayal kırıklığına uğradığımı anlatamam. Instagram’da hayal kırıklığına uğradığımı ve bir daha okumayı düşünmediğimi paylaştığımda ise farklı kitap önerileri aldım. Bir de tabi, “Olur mu öyle şey? Rebecca iyidir!” gibi mesajlar beni biraz daha düşündürdü. Ancak bu mesajları yazanların Kaybolma Kılavuzunu okumadığını da fark ettim.

Kaybolma Kılavuzu - Rebecca Solnit

Kaybolma Kılavuzu bana bölük pörçük, dağınık ve hayli Amerikan geldiği için okumaktan hiç zevk alamadığım bir kitap oldu. Kitaptan ne bekliyordum sorusuna cevabım aslında kaybolmak üzerine farklı şeyler duymaktı. Duydum mu peki? Evet, duydum ama bildiğimiz kaybolma eyleminden ziyade farklı kayboluş biçimlerini okurken buldum kendimi. Ne yazık ki çoğu referans ve gönderme Amerika’ya ait olduğundan kendimi bir yabancı gibi hissetmenin ötesine geçemedim. Amerikalı olmadığım için kaybolmuş olabilirm.

Kaybolma Kılavuzu ve farklı bir kayboluş

Amerikan kültürüne hepimiz ister istemez aşinayız. Ancak ben özellikle biraz kaçınıyorum Amerika ile ilgili şeyleri tüketmekten. (Elbette istediğim kadar kaçamıyorum çünkü dünyanın neredeyse her yerinde kültürleri asıl kültür olarak sayılıyor artık.) Ancak bu kitap, dünyanın başka hiçbir yerinde okuru olmayan bir insan tarafından yazılmış gibiydi. Evrensel hiçbir tarafı yok anlayacağınız. Sorun sadece kitabın Amerika odaklı olması da değil. O kadar birbirinden kopuk bir okuma sunuyor ki, bir ara ben ne okuyorum diye düşünürken buldum kendimi. Sonunda da aklıma çok bir şey kalmadı ne yazık ki. Belki Mavi üzerine yazılmış bir kaç şey… Ne yazı ki öneremeyeceğim ancak ileride başka Solnit kitaplarına da göz atmayı planlıyorum. Var mı öneriniz?

Kaybolma Kılavuzu - Rebecca Solnit

Encore’dan çıkan kitabın tanıtım yazısı aşağıda, e-kitabını almak için de buraya: Kaybolma Kılavuzu – Rebecca Solnit

Yolunu değiştirmek, sınırların dışına çıkmak, eve farklı yollardan dönmek, kısacası kaybolmak keşfetme imkanı sunar. Rebecca Solnit edebiyatta, sinemada, haritalarda, doğada, renklerde, resimde, fotoğrafta, şarkılarda, yollarda ve hatıralarında dolanıyor. Kişisel tarihini büyü hikayelerle ilişkilendirirken ailesinin göçmen coğrafyasında kayboluyor; kaplumbağalarla, vaşaklarla, yılanlarla göz göze geliyor; papazlarla, punkçılarla karşılaşıyor; dağlarla, çöllerle yüzleşiyor, Hitchcock’un Vertigo filminden, Keats’in şiirinden, Woolf’un günlüklerinden, Dinesen’in hikayelerinden, Yves Klein’ın mavisinden, Benjamin’in denemelerinden izleri takip ediyor.
“O halde soru, nasıl kaybolunacağı. Hiç kaybolmamak, aslında yaşamamaktır ; nasıl kaybolunacağını bilmemek sizi felakete sürükler… Önemli olan bütün dünyayı kaybetmek, onun içinde kaybolmak ve bütün bu aşamalardan ruhunu bulmaktır.”

Bu kitap Kitaplık Kedisi Reading Challenge 2019 kitaplarından biri. Siz de katılın, 2019 boyunca birbirinden enfes kadın yazarları keşfedip, onların büyüsüne kapılın. Kitaplığınızda daha çok kadın yazara yer açmanın vakti geldi!

Menüye dön