Kalabalıkta Yüzler – Valeria Luiselli

Kalabalıkta Yüzler hakkında müthiş şeyler duyduğum Meksikalı yazar Valeria Luiselli’nin okuduğum ilk kitabı oldu ve sanırım tek kitabı olarak kalacak. Okuduğum onca yorumdan dolayı büyük beklentiyle okuduğum kitabı hiç sevemedim. Yine de, yazarın farklı bir üslubu ve değişik çalışan bir kafası olduğu ortada.

Kalabalıkta Yüzler, üç farklı hikayeyi harmanlıyor. Meksika’da evli ve çocuklu bir kadın Gilberto Owen hakkında bir roman yazmaya çalışıyor. Bir yandan ailesi hakkında bir şeyler öğreniyoruz, bir yandan da sanırım, gençliğine dair küçük anıları okuyoruz. Sanırım diyorum çünkü bu genç kadın bambaşka bir karakter de olabilir. Bağlantıyı Gilberto Owen ile kurabildim. Üçüncü hikaye de Owen’ın kendisini okuyoruz. Bu üçü birbirine Ezra Pound ile bağlanıyor ama Pound hepsinde küçük bir ayrıntı halinde.

Kalabalıkta Yüzler - Valeria Luiselli

Kitap ilerledikçe bu üç hikaye birbirine karışıyor, belli bir yerden sonra kimi ya da neyi okuduğunuzu anlamıyorsunuz bile. İşte burada ipler kopuyor. Kitaptan soğumam ve günlerce elimde dolanmasının sebebi de bu. Sanki yazar belli bir yere geldikten sonra ne yazacağını bilememiş de günlüğüne karışık notlar tutmuş gibi bir his uyandırıyor. Kitapta bittiğinde kendime hiçbir şey kalmadığını fark ettim ve açıkçası bitti diye sevindim bile.

Bu roman kesinlikle benlik bir roman değildi. Ancak neden bazı insanların çok hoşuna gittiğini de anlıyorum. Bu zamana kadar kitap zevklerimiz biraz uyuştuysa bu kitap sizin de hoşunuza gitmeyecek diye düşünüyorum. Ama Meksika’dan farklı bir yazar okumak isterseniz ve üstkurmacadan hoşlanıyorsanız okuyun derim.

Siren Yayınları’ndan çıkan kitabın tanıtım yazısı aşağıda, almak için de buraya: Kalabalıkta Yüzler – Valeria Luiselli

“Sanatçının genç bir kadın olarak portresi”
-Francisco Goldman-

Çağdaş Latin Amerika edebiyatının özgün sesi Valeria Luiselli’den göz kamaştırıcı bir roman: Kalabalıkta Yüzler. Luiselli, ödüllü romanı Kalabalıkta Yüzler’de kurmaca eylemini masaya yatırıyor ve bir yazar hakkında roman yazarken yaşamaya ve yaşamıyla hesaplaşmaya çalışan bir kadının izini sürüyor. Öyle bir roman ki bu, Meksiko’nun arka sokaklarından Harlem’deki barlara, kitaplarla sabahlanan gecelerden metronun karanlık tünellerine, geçmişten bugüne uzanarak romancının masa başındaki yalnızlığını edebiyatın coşkun kalabalıklarıyla dolduruyor. Şairler kadehlerini kaldırıp hayaller kuruyor ve sayfalarda kendine yer açmaya çalışan anlatıcının hikâyesi, anlatılan hikâyeye karışıyor. Kurmaca ile düzmeceyi, mizah ile hüznü, yazın ile gerçeği birbirinden ayıran sınırları incelikli bir biçimde bulandıran Kalabalıkta Yüzler, okuru yazara, yazarı şaire, şairi ölümsüz bir roman kahramanına dönüştürüyor.

Kalabalıkta Yüzler, yaratıcılığın büyüsüne inananlar ve kitaplardan başka sığınacak yer bulamayanlar için bir hazine niteliğinde.
“Sessiz bir roman, çocuklar uyanmasın diye.”

Bu kitap Her Ülkeden Bir Kitap Okuma Serüveni’nin bir parçası. Dünyayı edebiyatla tanımak isterseniz, siz de bana katılın ve her ülkeden en az bir yazar okuyalım! 

Menüye dön