Kadimzamanlar ve Diğer Vakitler – Olga Tokarczuk

Kadimzamanlar ve Diğer Vakitler Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Olga Tokarczuk’un okuduğum ik kitabı oldu. Kitabı iki gecede, hızlıca okudum. Ne karakterlerden kopmak istedim ne de Kadimzamanlar’dan çıkmak. İçinde dünyaların olduğu çekmeceleri hatırlamak müthiş bir duyguydu. Sadece bu bile kitaba hayran kalmama yetti.

Kadimzamanlar ve Diğer Vakitler hakkında yazması çok kolay bir kitap değil. Mit ve tarihi birbirine harmanlayan kitap, hayli güçlü bir dişil bakış açısına sahip ve bu da kitaba müthiş bir tat katıyor. Net bir olay örgüsü olmamasına rağmen akıp gidiyor hikaye ve her bir karakterde üzerine düşünülecek başka dünyalar buluyor insan.

Kadimzamanlar ve Diğer Vakitler - Olga Tokarczuk

Peki Kadimzamanlar ve Diğer Vakitler ne hakkında? Aslını isterseniz her okur buna farklı ve büyük ihtimalle birden fazla cevap verecektir. Okurken karnıma ağrılar giren savaş hakkındaki bölümlerde savaşın korkunçluğunu iliklerime kadar hissettim. Başak’la ilgili her bölümde doğadan ne kadar koptuğumuzu, ne saçma sapan hayatlar yaşadığımızı ve doğadan koptuğumuz için giderek insanlıktan da çıktığımızı düşündüm. Tanrı kavramının ve dinin sürekli değiştiğini ve bizim de bu değişime ihtiyacımız olduğunu gördüm. Daha çok masal dinlememiz gerektiğini, daha çok oyun oynamaya ihtiyacımız olduğunu ve arada sırada da olsa biraz daha farkındalıkla yaşamamız gerektiğine şahit oldum. Ve bunların hepsinin sonunda yine de yaşam denen şu şeye bir anlam yükleme çabamızı gördüm. İnsan olmak ne büyülü, ne tuhaf.

Bir Polonyalı bu kitabı okuduğunda ne hisseder, kalbi nasıl kırılır onu hayal etmeye uğraştım; sonuçta bu hikaye hem tarihi hem de folklörü ile Polonya’nın bir parçası. Ancak, her iyi kitapta olduğu gibi bu kitap da öylesine evrensel öylesine hepimizi kapsayıcı ki bir Polonyalı’dan hiçbir farkım olmadığını gördüm.

Kadimzamanlar ve Diğer Vakitler beni çocukluğuma götürdü. Kendimi hep büyüdüğüm evin çeşitli odalarında ve çeşitli bahçelerde hayal ederken buldum. Popielski oyunu oynamaya başladığında ise kitap bambaşka bir şeye dönüştü ve sonrasında başka bir şey düşünemez oldum.

Dediğim gibi, Kadimzamanlar ve Diğer Vakitler hakkında yazması çok kolay bir kitap değil. Çok şey anlatıyor, çok şey düşündürüyor. Ben hem huzursuz oldum, hem de üzerine durmadan düşündüğüm onca şey tekrar su yüzüne çıktığı ve biraz daha anlamlandığı için rahatladım. Mitolojinin Gücü‘nü iyi ki bundan önce okumuşum diye de düşünmeden edemedim; bambaşka bir kitap okumuş olacak ve çok şey kaçıracaktım.

Ben kitabı İngilizce çevirisinden okudum, Türkçe çevirisine dair pek bir fikrim yok ancak İngilizce çeviride hikayenin geçtiği yerin adı Kadimzamanlar yerine Primeval; bu bile farklı bir okuma sundu bana sanırım. Dilimize Neşe Taluy Yüce tarafından kazandırılmış, gönül rahatlığıyla okunur diye düşünüyorum. Keyifle!

Kadimzamanlar ve Diğer Vakitler - Olga Tokarczuk

Timaş Yayınları’ndan çıkan kitabın tanıtım yazısı aşağıda, almak için de buraya: Kadimzamanlar ve Diğer Vakitler – Olga Tokarczuk

Dört melek tarafından korunan Kadimzamanlar, evrenin kalbidir. Burada zaman farklı akar. Bu ne hükümetlerin, ne generallerin ne de başkanların tarihidir. Kadimzamanlar’ın her sakini kendi zamanının hikâyesini yazar: İnancını yitiren toprak sahibi Popielski, geçmişinden kopmak istemeyen Michał, kendini ormana hapseden Kötü Adam, savaşla birlikte vicdanını yitiren Ivan Mutka, dünyanın karmaşasını emen kahve öğütücüsü, deliliğin sınırlarında dolaşan ve kabul edilmeyen Başak, ölümün yaşamı olan mantar miselleri, ağlamayı unutan Paweł, değişimlerle çalkalanan insan karşısında hiç değişmez gözüken meyve bahçeleri… Peki kim yazmaktadır zamanın kaderini?

Dünya edebiyatının önde gelen seslerinden, Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Olga Tokarczuk, Kadimzamanlar ve Diğer Vakitler’de dünyanın bir mikrokozmosu olarak irdelenen bu mitsel Polonya kasabasından kesitler sunuyor; 1914’ten 1980’e kadar insanlığın değişimini, Kadimzamanlar’da yaşayan üç neslin arketip fertleri üzerinden anlatıyor. İki savaş arasındaki çöküşü, masalsı olduğu kadar vurucu bir tonda resmederek okuru varlık, hiçlik, zaman, modernite, fanilik üzerine düşünmeye çağırıyor.

“Muhteşem bir yazar.” Svetlana Alexievich

“Tokarczuk ile birlikte, Nobel sadece bir kadın yazarı seçmedi, yüzyılının sesini seçti. Olga Tokarczuk, şiirsel üslubu ve akılda kalan hikâyeciliğiyle dönemine iz bırakan bir yazar.” Didier Jacob, L’Obs

“Merak uyandıran, dokunaklı bir roman.” The Independent

“Tokarczuk’un büyüleyici gerçeklikteki becerisi, hayranlık verici dengesiz bir evren ve unutulmaz bir hikâye yaratıyor: Kadimzamanlar, sadece güvenlik duygusunu değil, mekân ve zaman algısını da kaybettiğimiz bir yer.” Exberliner

“Kadimzamanlar ve Diğer Vakitler garip bir şekilde sakinleştirici bir etkiye sahip. Güçlü ve uzun bir süre yankısı sürecek, unutulmayacak bir hikâye.” World Literature Today

Menüye dön