Tavan Arasındaki Buda, 2012 PEN/Faulkner Award for Fiction almış ve çok ses getirmiş bir kitap. Aşağıda okuyabileceğiniz konusu itibariyle de hayli ilgi çekiyor. Ancak belirtmem gerekir, herkesin kaldırabileceği bir kitap değil bu, fazla iç burkuyor. Daha doğrusu ben kitabı bir oturuşta okumuş ve sayfaları çevirmek dışında kılımı bile kıpırdatmamıştım. Kitaba öylesine bağlanınca, tahmin edeceğiniz gibi etkisi daha büyük oluyor.
Tavan Arasındaki Buda, çaresiz Japon kadınların çare bulabilmek için Amerika’ya doğru gemi yolculuğuna çıkmaları ile başlıyor. Hepsinin hayalleri ve umutları, ellerinde fotoğraflarını tuttukları genç ve yakışıklı Japon kocalarına bağlı. Gemiden indiklerinde gördükleri manzara ise hem hayallerinden hem de ellerindeki fotoğraflarından çok farklı. Sonrası nasıl hızla geliyor işte onu anlatamayacağım. Bir anda ne olduğuna şaşırıp kalıyor insan. Daha sonra tabi kızarak, kaşlarınızı çatarak okuyorsunuz kitabı. Çaresiz, kitabın son sayfasını da okuduğunuzda insanlığa bir kez daha lanet ediyorsunuz. Şu dünyanın çilesini bir de kitaplardan okuyup, daha iyi bir insan oluyorsunuz sonunda. Şimdiden keyifli okumalar. Sinirlerinize dikkat edin.
Domingo Yayınları’ndan çıkan kitabın tanıtım yazısını aşağıda, almak için de buraya: Julie Otsuka – Tavan Arasındaki Buda
Japonya’dan San Francisco’ya giden gemiye bindiler hep birlikte, ellerinde kocalarının birbirinden yakışıklı fotoğraflarıyla. Gelindi onlar; yabancı topraklarda, dükkan, bağ bahçe sahibi kocalarıyla kuracakları refah yaşamın hayaline kapıldılar -çünkü onlara bunun sözü verilmişti. Sonra kocalarını gördüler; ilk şoku yaşadılar, ilk geceyi atlattılar. Müstakbel kocalarının onlara yalan söylediğini, evlerinin hanımı olmayacaklarını öğrendiler; çok ama çok çalıştılar, tarlalarda iki büklüm mahsül topladılar, beyaz tenli uzun boylu kadınların yerlerini sildiler, çamaşırlarını yıkadılar, yemeklerini yaptılar, erkeklerine hizmet ettiler. Çocuk doğurdular; bir, iki, beş, on. O çocuklar büyüyüp de kimliklerini reddettiğinde üzülmemeye çalıştılar. Yeni topraklar sonunda memleketleri oldu. Ve savaş gelip çattı bir gün, yeni memleketlerinde “düşman” oldular.
Julie Otsuka’nın 2011 National Book Award finalisti romanı Tavan Arasındaki Buda yüz yıl kadar önce gemiyle Japonya’dan San Francisco’ya “fotoğrafla eşlenmiş gelinler” olarak getirtilen bir grup genç kadının yürek burkan öyküsünü, şiirsel bir etkileyicilik ve hiddetle aktarıyor.
Comments are closed.