Halikarnas Balıkçısı’nı uzun zamandır okumak istiyordum. Denizi, daha doğrusu doğayı seven ve bu sevgisini kitaplarla insanlara aşılayabilen yazarların hepsinin okunması gerektiğine inandığımdan Halikarnas Balıkçısı’nı okumamak olmazdı zaten. Aganta Burina Burinata insanı alıp götürüyor… Dalgaların sesini duyup, tuzun kokusunu alıyor insan.
Halikarnas Balıkçısı olarak tanıdığımız Cevat Şakir Kabaağaçlı bu romanı 1946’da yazmış. Deniz ve Bodrum aşığı olan yazarın tutkusu karakterlerinde öyle bir canlanmış ki, insan hemen deniz görmek, denizle iç içe olmak istiyor. En çok da benim gibi “kara insanlarını” baştan çıkaracağına eminim. Zaten yıl boyu deniz hasreti çekiyorum, bir de üstüne bunu okuyunca biraz acı çektim diyebilirim. Cevat Şakir Kabaağaçlı ilginç bir yazar. İnsanlar onu ya çok seviyor ya da stiline bir türlü alışamıyor. Ben kendimi seven tarafına daha yakın görüyorum. İnsana yakın, naif bir tarafı var yazılarının. Tatil zamanı yaklaşırken okumak gerçekten çok keyifli olabilir. O zaman, Aganta Burina Burinata!
Halikarnas Balıkçısı’nın Bilgi Yayınevi’nden çıkan Aganta Burina Burinata kitabının tanıtım yazısı aşağıda, almak için de buraya. Keyifle!
Balıkçılar, sünger avcıları, dalgıçlar, gemiciler…Halikarnas Balıkçısı’nın hikaye ve romanlarıyla gelen bu tipler, sadece edebiyata ilk kez geldikleri için ilginç değildirler. Balıkçı, denize bağlı olarak, güzelliği, özgürlüğü, başkaldırıyı, insanoğlunun geçmişteki ve gelecekteki arayışlarını kayıplarını, bunalımlarını, korkularını, ışığı kırar gibi kendiliğinden alabildiğine etkin bir anlatımla ortaya koyarak, çağdaş insancıl bakışla eski uygarlıklar arasındaki bağları göstermiştir.
Balıkçı’nın ilk romanı olan Agata Burina Burinata, yazarın şiirli ve müzikli dilinin, doğa ve insan sevgisinin, tanıtım ve duygusal gücünün en güzel örneklerinden biridir.
Comments are closed.