Günlük Yaşamdan Sanata Umberto Eco’nun okuduğum ikinci kitabı. İlk kitabı yine Can’la Bir Sene sayesinde okuduğum Kitaplardan Kurtulabileceğinizi Sanmayın olmuştu. Jean-Claude Carriere ile yaptığı söyleşiden oluşan bu kitapta Eco’ya hayran kalmıştım. Günlük Yaşamdan Sanata adlı kitabında da bıraktığı yerden anlatmaya devam eden bir Umberto Eco var.
Günlük Yaşamdan Sanata’da yazarın çeşitli denemeleri yer alıyor. İlk yazısında çağımızı ve ortaçağ arasındaki benzerliği anlatıyor. Aradaki benzerlikleri düşününce hem çok şaşıracak hem de neden hala bu şekilde yaşadığımızı anlamakta zorlanacaksınız. Umberto Eco’nun tatlı sert bir dille yazdığı denemelerinde sanatı artık ne şekilde görüp, ne şekilde tükettiğimizi okuyunca da üzerinde pek düşünmediğimiz bu tür şeylerin hayatımızı aslında nasıl etkilediğini görmek de ilginç bir durum. Açıkça söylemem gerekirse bazı yazıları beni fazlasıyla zorladı ama çoğunu büyük bir ilgi ve merakla okudum diyebilirim. Keyfini çıkarın.
“Sanat ile zenaat arasındaki ayrımın silindiği, sanatsal eser ile üretilen nesne farkının gözetilmediği ortaçağa yakın bir pozisyondayız. Ortaçağ sanatında da olmayan sistematiklik, bugünün sanatında da üst üste yığma, yan yana koyma şeklinde kendini göstermektedir.
ABD müzelerinde gerçek/sanal ve dün/bugün fark etmeksizin, Mozart ile Tom Sawyer, Beethoven ile Alice yan yana sergilenmektedir. Hatta Michelangelo’nun Davud heykelinin siyah saçlı hali ve Louvre Müzesi’nin kolsuz Milo Venüsü’nün kollu şekli bile mevcuttur.”
Tanıtım yazısı:
Umberto Eco, her ne kadar romancılığıyla daha ön planda olsa da, elbette roman yazmadan önce de sanatı, kültürel ve bilimsel tartışmaları gazete ve dergilerde yayımladığı yazılarla yönlendiriyordu. Günlük Yaşamdan Sanata, Eco’nun Antik Yunan’dan Ortaçağ’a, Rönesans’tan bilişim çağına uzanan derin birikimiyle göz kamaştıran bir kitap.
Umberto Eco, en çetrefil konuları her kesimden okurun kolayca anlayabileceği bir dille anlatır. Ancak ona özgü ironi, sanatın günlük yaşamın hemen hemen her alanıyla bağlarını kurcaladığı bu denemelere müthiş bir okuma keyfi katıyor: Ortaçağ, medya, gösteri kültürü, ölüm cezası, Coca-Cola… Çağdaş yaşamın tüm göstergeleri, Eco’nun hayranlık verici yorumlarıyla yeni değerlendirmelere açılıyor.