F. Tansu Salman‘ın yazdığı Galaterra, bu zamana kadar hiç okumadığım bir türdü. Bu kitaptan sonra bu tür tarihi romanlara daha çok vakit ayırmaya karar verdim. Arada sırada insanın ritüelinden çıkıp farklı türkleri deneyimlemesi gerçekten çok iyi oluyor. Siz de uzun zamandır aynı tür kitapları okuyorsanız, bir değişikliğin zamanı gelmiş demektir. Galaterra, konusu itibariyle topraklarımız üzerinde gerçekleştiğinden daha bir ilgimi çekti okurken. Meraklıları eminim çok sevecektir. Şimdiden keyifli okumalar.
Arkeoloji ve Sanat Yayınları’nda çıkan kitabın basın bültenini aşağıda bulabilir, kitabı buradan temin edebilirsiniz.
Büyük İskender’in ani ölümüyle başlayan savaşlar, imparatorluğu yok olmaya doğru götürmekteydi. Orta Avrupa’da yaşamakta olan Kelt asıllı Galyalılar bu savaşları çok yakından takip ediyorlardı. Druidlerin kehanetleri doğu ışığını göstermişti. İskender’in son iki generalinin de ölmesinden sonra, Makedonya ve Anadolu’da beliren otorite boşluğundan yararlanan Galyalılar doğuya doğru büyük bir göç hareketine başladılar. Makedonya ve Trakya’yı işgal ettikten sonra, M.Ö. 277 yılında boğazları geçerek Küçük Asya’ya geldiler. Galyalılara burada Galatlar denildi. Anadolu’da imparatorluğun yıkılmasından sonra ortaya çıkan yeni krallıklarla hem savaştılar, hem de anlaştılar. Sonunda Orta Anadolu’da, Galatya adını verdikleri bir bölge onların yeni yurtları oldu. Pessinus’da yeni bir Drunemeton kurdular. Anadolu’da ana tanrıçayla tanıştılar ve onun koruyuculuğunu üstlendiler.