Flanöz hoş bir tesadüf eseri Instagram‘da keşfettiğim ve konusundan dolayı hemen okumak istediğim bir kitap oldu. Okuma planlarımı alt üst ettim ve kitabı bir şekilde araya sıkıştırabildim. İyi ki sıkıştırmışım. Lauren Elkin okuması çok keyifli, insana çok şey öğreten ve bolca düşünmesine sebep veren bir kitap çıkarmış ortaya. Yarı anı, yarı kültür bombardımanı bir kitap bu.

Flanöz, Şehirler ve Kadınlar
Flanöz Paris, New York, Tokyo, Londra ve Venedik şehirlerinde yaşamış Elkin’in bu şehirlerle olan ilişkisini inceliyor. Aynı zamanda bu şehirlerde yürümenin tadına varmış onca enfes kadını da anlatıyor. Örneğin Londra denince akla gelen kadınlardan biri de Virginia Woolf. Woolf tam bir flanözdü ve Londra’da yürümekten büyük zevk alıyordu. (Açıkçası Londra’da yürümekten ben de çok zevk alıyorum. Dümdüz bir şehir, kibar insanlar ve estetik sokaklar… İnsan daha ne ister?) Paris kısmında birçok isme yer veren Elkin beni en çok Jean Rhys ile etkiledi. Rhys’ın Dörtlü ve Geniş Geniş Bir Deniz adlı kitaplarını okumuş ve çok sevmiştim. Elkin’in Rhys ve Paris ilişkisini okuduktan sonra yazarın diğer kitaplarını da okunacaklarıma ekledim.
Paris Londra
Venedik kısmında Ian McEwan’ın Yabancı Kucak adlı kitabından bahsediyor yazar. Uzun zaman önce okumuş ve çok etkilenmiştim o kitaptan; yeniden hatırlamak çok keyifli oldu. Paris’i anlattığı başka bir bölümde ise George Sand’e yer veriyor. Hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyordum, okuduklarım da hayli ilginçti doğrusu.
Flanöz insanı şehirler ve edebiyat hakkında meraklandıran, kadınların gücüne hayran bırakan bir kitap. Eğer bahsedilen şehirlerden herhangi birine gittiyseniz ya da gitmek istiyorsanız çok hoşunuza gidebilir. İnsana farklı bir bakış açısı sunuyor. Mutlaka okuyun derim.
Venedik Tokyo
Nebula Yayınları’ndan çıkan kitabın tanıtım yazısı aşağıda, almak için de buraya: Flanöz: Şehirde Yürüyen Kadınlar – Lauren Elkin
“Bırakın yürüyeyim. Bırakın kendi hızımda ilerleyeyim. Bırakın hayatın içimde, etrafımda dolaşmasını hissedeyim. Bana heyecanlı olaylar verin. Bana beklenmedik dönemeçleriyle köşebaşları verin.
Bana tekinsiz kiliseler, güzel vitrinler ve uzanabileceğim parklar verin.
Şehir sizi heyecanlandırır; bir işe başlamanıza, hareket etmenize, düşünmenize, istemenize, bağlanmanıza alan açar. Şehir, hayatın ta kendisidir.”
Paris’in cam ve çelik kaplı pasajlarında doğan ve “amaçsızca dolaşan kişi” anlamında kullanılmaya başlanan “flanör” kelimesi Lauren Elkin’in bu kitabıyla erilden dişile çevrilerek “flanöz” oluyor. Yazar, sözlüklerin çoğunda bulunmayan bu hayalî kelimenin temsil ettiklerinden yola çıkarak yazdığı kitabında bizi Paris, New York, Tokyo, Venedik ve Londra’nın sokaklarında George Sand, Virginia Woolf, Jean Rhys, Agnès Varda, Sophie Calle, Martha Gellhorn ve Joan Didion gibi flanözlerin ayak izlerini takip ederek yürümeye davet ediyor. Elkin, yaşamöyküsünü, gezi notlarını ve edebi eleştiriyi bir araya getirerek yarattığı bu mozaikte kadınların edebiyat, sanat, tarih, sinema aracılığıyla metropolle kurdukları ilişkilerin seyrini ilham verici bir üslupla kayda geçiriyor.
“Kadınların kamusal alanda hak iddia edişine dair moralleri yükselten, toplumsal cinsiyet rollerini esneten bir eleştiri.”
–Deborah Levy, The Guardian, Yılın Kitabı
“Şehrin yürüyen kadınlarının tarihinin flanör edebiyatına eklendiğini görmek için yıllarca bekledim ve buna nihayet Elkin’in gerçekten akıl dolu, harika kitabıyla kavuştum.”
–Vivian Gornick