Firavunların Laneti – Elizabeth Peters

Firavunların Laneti Elizabeth Peters’ın zevkle okuduğum Mısır polisiyeleri serisinin ikinci kitabı ve bu kitapta Amelia Peabody ve Radcliffe Emerson’ın evliliklerine bir de oğulları “Ramses” Walter eşlik ediyor. Özellikle Ramses kitapta çok az anlatılsa da gerçekten hakkında okuması hayli keyifli bir çocuk. Bir de hayatlarını Mısır’da kumları eşeleyerek geçiren bu güzelim aileye bir de kedi Bastet katıldı. Romanda ne yazık ki hayatını kaybeden birinin kedisini evlatlık edindiler. Anlayacağınız Firavunların Laneti hem bir gizem hem de giderek genişleyen ve okuması gerçekten çok zevkli olan bir ailenin romanı!

Firavunların Laneti’nde Amelia Peabody ve eşi Radcliffe Emerson hayatını kaybeden bir Mısır araştırmacısının işlerini yürütmek üzere Mısır’a gidiyorlar ve elbette birbirinden gizemli birçok ölümle karşılaşıyorlar. Bir yandan kazılara devam ederken bir yandan da ölüm tehlikesiyle uğraşıyorlar. Ancak bu eşsiz ikili yılmadan her şeyin üstesinden gelmeyi yine başarıyor. Şimdiden serinin üçüncü kitabını okumak için sabırsızlanıyorum. Keyifle!

Elizabeth Peters
Elizabeth Peters

Oğlak Yayınları’ndan çıkan kitabın tanıtım yazısı aşağıda, almak için de buraya: Firavunların Laneti – Elizabeth Peters

“Bu insanlar firavunun lanetiyle mi vahşice katledildiler? Eğer öyleyse…” Emerson cümlenin burasında ara verdi. İnsanlar gözlerini kırpmadan ona bakıyorlardı. “Eğer öyleyse ben laneti üzerime alıyorum! İşte beni yere yıkmaları ya da kutsamaları için Tanrılar’a meydan okuyorum. Ölülere, Öteki Dünya’nın yolunu gösteren çakal başlı varlık, soylu ve güçlü yüce Anubis, Osiris’ten olma ve İsis’ten doğma yüce Horus…”

Yüzünü kor haline gelmiş sönmekte olan ateşe döndü…

Aynı anda sönmekte olan ateş gökkuşağının renklerini saçarak gürler gibi bir ses çıkardı. Kalabalığın arasında bir uğultu koptu. Birkaç saniye kadar mezarın girişi halka halka sarı dumanın arkasına gizlendi. Duman dağılmaya başlayınca,

… sarı gözleri kor gibi parlayan dev bir siyah kedi ortaya çıktı.

… Boynunda mücevher işli bir tasma vardı. Yakut ve zümrüt taşlar ateşin solgun ışığında ışıl ışıl parlıyordu.

Bastet son derece sinirliydi. Duygularını çok iyi anlıyordum. Kafeslenmiş, kutulanmış ya da çantaya tıkılıp kaçırılmış, sonra da korkunç kokulu dumanların içine sokulmuştu. Aksırdı ve ön patisiyle burnunu kaşıdı. Sonra ateş gibi parlayan sarı gözleri Emerson’a çevrildi.

Korktuğum başıma geldi. Ondan sonra, yıllarca civar köylerde masal gibi anlatılacak mucizelerin en büyüğü geldi. Kedi ağır ağır, antik Mısır’da savaş, ölüm ve yıkımın dişi aslan Tanrıçası Sehmet gibi Emerson’a doğru yürüdü. İki arka ayağının üzerine kalktı, pençeleriyle Emerson’un paçasına tırmandı ve başını eline sürttü.

Amelia Peabody’nin Eski Mısır maceraları devam ediyor…

Bu kitap Oğlak Yayınları ve Ruhu Doyuran Kitaplar‘dan biri. Siz de bu okuma projesinde bana katılın; edebiyatın ve yemek kültürünün hayatımıza neler kattığını birlikte keşfedip keyfini çıkaralım.

Menüye dön