Ermiş Halil Cibran’ın okuduğum ilk kitabı oldu. Bu yazarı Her Ülkeden Bir Kitap projesinde Lübnan maddesini de okundu olarak işaretleyebilmek için seçtim. Bir de elbette aynı zamanda resim de yapan bu ilginç şair ve yazarın bir kitabını muhakkak okumam gerektiğini düşündüm. Ermiş yazarın en çok bilinen kitaplarından biri. Oldukça kısa olduğundan hemen okuyabileceğinizi düşünseniz de öyle kendini kolay kolay ele veren bir kitap değil bu.
Ermiş adlı kitabında Halil Cibran hayat boyunca işinize yarayabilecek öğütler veriyor. Bu öğütler ölümden aşka, dostluktan güzelliğe kadar birçok başlıkta inceleniyor. Kaldığı köyü terketmek üzere olan Ermiş’e sorulan sorular aracılığıyla alıyoruz bu öğütleri de. Sizi bilmem ama ben arada sırada bu tür kitapları okumanın insana çok iyi geldiğini düşünüyorum. Çoğumuz hayatın hızına kapılıp gidiyoruz ve düşünmeye fırsatımız kalmıyor. Ancak böyle bir kitap okuyunca en azından birkaç soru işareti beliriyor kafamızda ya da sorularımıza biraz daha berrak cevaplar bulabiliyoruz. İnanılmaz bir edebi eser olduğu söylenemez ancak yine de insana iyi gelen bir kitap olduğu kesin. Aşağıda kitaptan birkaç alıntı var, benim burada yazacaklarımdan çok daha iyi anlatacaktır kitabı eminim. Keyifle!
” Siz kurallar koymayı çok seversiniz, ama kuralları bozmayı daha çok seversiniz.
Tıpkı okyanus kıyısında sabırla kumdan kuleler yapan, sonra da kahkahalarla onları deviren çocuklar gibi.”
Çünkü aşk taçlandırdığı gibi çarmıha da gerer sizi. Hem besler, büyütür hem de budar sizi.
– Halil Cibran
İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıkan kitabın tanıtım yazısı aşağıda, almak için de buraya: Ermiş – Halil Cibran
“İnsan için tüm amaçlarını susuzluktan çatlamış dudaklara ve tüm yaşamı bir çeşmeye dönüştüren bir armağandan daha büyüğü yoktur kuşkusuz. Benim şerefim ve ödülüm işte bu armağanda yatıyor. Ne zaman içmek için çeşmeye gelsem, diri suyun kendisini susamış bulmamda…” Yıllar boyu kendisine yurt olan kentten ayrılırken, Ermiş’ten geride bıraktığı halka hitap etmesi istenir. Kent halkı ona aşk, evlilik, suç, ölüm, güzellik ve daha pek çok konuda sorular yöneltir. Aldıkları karşılık, hoşgörü ve sevginin biçimlendirdiği bir insan yaşamı üzerine hazine değerindeki öğütlerdir. Haklıyla haksızın, suçluyla suçsuzun, dimdik ayakta duranla düşmüşün aslında aynı insan olduğu bir yaşamdır bu…