Elias Canetti – Körleşme

Körleşme, özellikle kitap kulübüm tarafından çokça önerildiğinden büyük bir heyecanla okumaya başladığım bir kitaptı. Elias Canetti ise hakkında okuduklarım dolayısıyla zaten merakımı zorlayan bir insan olduğundan beklentim büyüktü. Gelin görün ki Körleşme’yi okurken ne yazık ki çok sıkıldım. Yanlış zamanda mı yanlış yaşta mı okudum bilemiyorum ama sayfaları çevirmekte zorlandım desem abartıyor sayılmam.

Elias Canetti

Yazarın amacının özellikle can sıkmak olduğunu düşündüysem de sayfalar boyunca bitmek tükenmez ayrıntılar ve buhranlar bir zaman sonra fenalık geçirmeme sebep oldu. Her şeyi tadında bırakmak gerek diye kitabı azar azar okuduğum için de çok geç bitirebildim. Ancak şahane çevirmen Ahmet Cemal‘in önsözü dillere destan. Kitabı okumayacaksanız bile bir kitapçıda muhakkak göz atın derim. Bu arada lütfen bu kadar olumsuz konuştuğuma aldanmayınız. Belki de yanlış bir zamanda okumuşumdur çünkü orada burada gördüğüm yorumlar fazlasıyla pozitif. Ayrıca karakterler de o kadar enfesti ki hala her biri aklımda. Ancak hiçbirinde kendimi bulamadığımdan mıdır yoksa genel olarak kitap yavaş ilerlediği için mi bilemiyorum bu bile yeterli olmadı kitaptan övgüyle bahsetmem için. Yine de sanırım ben bu kitabın kıymetini bilemedim diyeyim ve yıllar sonra tekrar okuyacağım diye kendimi de rahatlatayım.

Körleşme

Payel Yayınları‘ndan çıkan Körleşme’nin tanıtım yazısı aşağıda, almak için de buraya.

“Körleşme”, düşünce ile gerçeklik arasındaki sürekli savaşımın görkemli bir simgesidir; dünya kargaşasındaki insanoğlunun yükselişini ve çöküşünü dile getiren bir anıt-romandır. Çağımız edebiyatının ağırlık noktalarını oluşturan tek bir konu yoktur ki, bu romanda işlenmiş olmasın. “Körleşme”, gerçekte büyük bir dehşetin romanıdır; görünüşteki bireysel boyutlar içerisinde, körleşmiş düşünce ve körleşmiş toplum gibi ana temellerden kaynaklanan, bu körleşmenin korkunç sonuçlarını sergileyen bir çağdaş destandır. Yarı cehennem, yarı dünya dekorlarından oluşma bir sahnede Canetti’nin gözler önüne serdiği, gerçekte tüm yanılsamaları, düşünceleri ve egemen değer yargılarıyla, bütün bir kültürün çöküşünden başka bir şey değildir.

← Önceki yazı
Menüye dön