Edebiyat ve Patates Turtası Derneği buradaki yeni kitap kulübümde tanıştığım bir kitapsever sayesinde okudum diyebilirim. Bu kitabın onun okuduğu en iyi kitap olduğunu ve bundan sonra da tekrar tekrar okuyacağını söylemişti. Kitaba daha önce bir çok yerde rastlamış olsam da hiç ilgimi çekmemişti ancak kulüpte hakkında konuşulanlardan sonra merakıma yenik düştüm ve hemen okumaya başladım. En başından belirteyim bu kitap güzel bir kitap ancak öyle favori kitaplar arasına girecek ya da tekrar tekrar okunacak bir kitap değil katiyen. Yani çok büyük beklentiye girmenin pek alemi yok.
Edebiyat ve Patates Turtası Derneği İkinci Dünya Savaşı’nın ertesinde Guernsey’de geçiyor. İngiltere’ye ait bu ada savaşta Almanlar tarafından ele geçiriliyor ve halkın İngiltere ile teması tamamen kesiliyor. Beş yıl süren bu kuşatma boyunca yaşananlar ve sonrasında gelişen olaylar bir edebiyat kulübü ve meraklı bir yazar sayesinde okurlarına kavuşuyor. Juliet yeni bir kitap arayışındayken kendisine bir mektup ulaşır. Bu mektup gerçekten çok büyük bir tesadüf üzerine Guernsey’den atılmıştır. Ve böylece Juliet ve Guernsey’deki Edebiyat ve Patates Turtası Derneği üyeleri mektuplaşmaya ve hikayelerini paylaşmaya başlarlar. Hem edebiyat kulübünün hem de Juliet’in hayatı bu mektuplar sayesinde tamamen değişecektir… Karakterlerin gerçekten çok sevimli olduğu bir kitap bu. Hatta kimilerine aşık olmamak elde değil. Zor bir konuyu işlese de insana umut veren ve üzmekten kaçınan bir kitap aynı zamanda. Okuyacak hafif bir kitap arıyorsanız öneririm, çok hoşunuza gidebilir. Keyifle!
Epsilon Yayınları’ndan çıkan kitabın tanıtım yazısı aşağıda, almak için de buraya: Edebiyat ve Patates Turtası Derneği
“En son ne zaman böylesine zekice yazılmış, bu kadar keyifli bir kitap okuduğumu hatırlamıyorum. Her şey o kadar gerçek ki, kurgu bir roman okumakta olduğumu unuttum. Karakterler öyle harika çizilmiş ki hepsini arkadaşlarım ya da komşularım sandım. Ne olur bu kitabı kendinizden esirgemeyin. Ben herkesin mutlaka okumasını tavsiye ediyorum.”
– Elizabeth Gilbert, Ye, Dua Et, Sev’in yazarı
Ocak 1946: Londra, İkinci Dünya Savaşı’nın etkilerinden kurtulmaya çalışmakta, yazar Juliet Ashton ise yeni kitabı için konu bulmaya çalışmaktadır. Bu kitabın, bir zamanlar Nazilerin istilası altında olan Guernsey Adası’nda yaşayan birinin mektubundan ilham alacağını tahmin etmesi mümkün değildir! Üstelik adamla karşılaşmamıştır bile. Mektubun sahibi, Juliet’in adını Charles Lamb’in ikinci el kitabının içinde görmüş ve Juliet’in ona yazarın diğer kitaplarını nerede bulabileceğini söylemesi umuduyla yazmıştır.
Juliet, yeni mektup arkadaşıyla yazışırken, kendini onun ve arkadaşlarının dünyasının içinde bulur. Hepsi Guernsey Edebiyat ve Patates Turtası Derneği’nin üyesidir. Bu, hiç beklenmedik bir anda, Almanlardan korunmak amacıyla kurulmuş bir dernektir. Üyelerin her birinin ilgi çekici bir hayat hikayesi vardır.
Juliet bu kez derneğin etkileyici, sevgi dolu üyeleriyle mektuplaşmaya başlar. Kimi çiftçi, kimi frenolog kimi edebiyat sever olan bu insanların mektupları Juliet?e bambaşka bir dünyanın kapılarını açacak, dinlediği hikayeler belki de hayatını tamamen değiştirecektir.
