Dünyanın Sonundaki Ev Pulitzer ödüllü Michael Cunningham’ın 1990’da yazdığı bir roman. Yıllar öncesinde yazılması rağmen, her iyi kitapta olduğu gibi okura seslenmeyi ve onu değiştirebilmeyi başarıyor.

Dünyanın Sonundaki Ev Jonathan, Bobby ve Claire arasındaki ilişkiyi baz alarak ilerliyor. Ancak sadece bu üçlü arasındaki ilişkiyle kalmıyor, onların başka insanlarla olan ilişkilerine de göz atıyor. Cunningham kitabı bölümler halinde ve her bölümü de bir karakterinden gözünden anlatarak yazmış.
Karakterlerin her biri o kadar gerçek ki kitaptan fırlayıp yanınızda bitiverecekler sanki. Her birinin kendine has sevimli tarafları ve elbette itici yanları var. Ancak yazar öyle bir iş çıkarmış ki her birini çok iyi anlıyoruz; hiçbirine yabancı kalmıyoruz.

Hayata, ilişkilere, aşka, sevgiye, dostluklara ve aileye karşı bakış açınızı alt üst edecek bir kitap bu. Ama en çok da sevmekle ilgili bir roman var karşınızda. Sevgiyi hiçbir kalıba sığdırmadan anlatıyor yazar. Toplumu, normları, kuralları, aklınıza gelebilecek her şeyi bir kenara ittiğinizde elinize kalan saf sevginin ışığı gözlerinizi alacak. Başka hiçbir şeye bakamaz, hiçbir şey hakkında düşünemez olacaksınız.
Hazır havalar soğumuşken içinizi ısıtacak bir kitap arıyorsanız hoşunuza gideceğini düşünüyorum. Birçok şey hakkında düşünmeme sebep oldu bu güzelim kitap, umarım sizde de aynı etkiyi yaratır. Tüm önyargılarınızı bir kenara bırakıp okuyun derim. Keyifle!

Can Yayınları’ndan çıkan kitabın tanıtım yazısı aşağıda, almak için de buraya: Dünyanın Sonundaki Ev – Michael Cunningham
Dünyanın Sonundaki Ev, iki gençlik arkadaşının, Jonathan ve Bobby’nin çevresinde dönüyor. Dünyanın özgürlük rüzgarlarıyla ayağa kalktığı bir dönem olan ’60’lı yılların sonundan başlayarak ’80’li yıllara uzanan romanda, sorunlu ailelerden gelen iki gencin istençleri dışında sürüklendiği yol, eşcinsel bir ilişki oluyor. Kendilerinden yaşça büyük ve uçuk, eksantrik, cinsel açıdan sınır tanımaz Clare’in aralarına katılmasıyla da ilişkileri farklı bir boyuta sürükleniyor.
Dünyanın Sonundaki Ev, büyük kentlerdeki yaşamın barındırdığı kırılgan, yoğun ilişkileri öne çıkaran, küçük kentten büyük kente göçen insanları ve ilişkilerini psikolojik boyutuyla ve ruh çözümlemeleriyle yoğuran bir roman.
Bu kitap Simay’ın Favorileri‘nden biri!