Disiplinli Güzel Günler – Fleur Jaeggy

Disiplinli Güzel Günler bir oturuşta okuyacağınız ancak kolay kolay unutamayacağınız kitaplardan olacak. İsviçreli yazar Fleur Jaeggy yarattığı karakterlerden dolayı gözünüzde bir deve dönüşecek; tüm kitaplarını okumak isteyeceksiniz.

Disiplinli Güzel Günler - Fleur Jaeggy

Disiplinli Güzel Günler yatılı okulda geçiyor. Yatılı okullar, üniversiteler, kütüphaneler vb. yerlerde geçen kitapları oldum olası sevdim. Bu kitap da bir istisna olmadı. Gerçi okul beklediğimden daha az yer alıyor kitapta ama yazarın amacı zaten okulu anlatmak değil. Daha ilk cümlelerinden hemen hayran kalacağınız anlatıcının 14 yaşındaki hatıralarına gidiyoruz bu kitapta. Yaşadıklarını tüm duygularıyla bize aktarıyor anlatıcı ve sizin ne düşündüğünüzle pek ilgilenmiyor. Fakat o kadar güzel anlatıyor ki, oturup dinlemekten başka bir şey yapmak istemiyor insan. Bunca sade bir anlatım nasıl oluyor da onca karanlığı onca duyguyu ayağa kaldırıyor? En kısa zamanda okuyun derim. Keyifle!

Fleur Jaeggy

Can Yayınları’ndan çıkan kitabın tanıtım yazısı aşağıda, almak için de buraya: Disiplinli Güzel Günler – Fleur Jaeggy

Savaş sonrasının İsviçre’sinde geçen bu tekinsiz romanın başlangıç cümlesi alabildiğine basit ve saftır: “On dört yaşındayken Appenzell’de bir okulda yatılı öğrenciydim.” Gelgelelim söz konusu ortam basitlik ve saflıktan oldukça uzaktır. Kaba ve bilgiç bir karaktere sahip olan anlatıcı merhametsiz ve soğuk bakış açısıyla okuldaki tutsaklık hayatını gözler önüne serer. Çok geçmeden, görünüşte mükemmel bir kız olan yeni öğrenci, Frédérique’e gönlünü kaptırır ve onu baştan çıkarmak için elinden geleni yapar. Ancak daha sonraları, kendine bağladığı bu kıza karşı hiç de cömert davranmayacaktır. Anlatıcının kendi entrikalarını; günlük ilişkilere sızan tahakkümün, kontrol ile deliliğin doğası konusunu uzun uzun irdelemesiyle romana ürkütücü, ele gelmez bir atmosfer hâkim olur.

“Jaeggy’nin ergenliğin o mavi mürekkebine batırılmış kalemi, delilik ağacının köklerini, yapraklarını, dallarını ince ince işleyen bir oymacı iğnesi gibi; bu ağaç ki İsviçre’de, dünyadan soyutlanmış küçük bir bilgi bahçesinde dallanıp budaklanarak bütün bakış açılarını örtecektir. Olağanüstü bir nesir bu. Okuması aşağı yukarı dört saati bulur. Hatırlaması ise, yazarı için olduğu gibi okurları için de bir ömür boyu sürecektir.”
– Joseph Brodsky

“Harikulade, göz kamaştırıcı, yabani bir yazar.”
– Susan Sontag

Bu kitap Her Ülkeden Bir Kitap Okuma Serüveni’nin bir parçası. Dünyayı edebiyatla tanımak isterseniz, siz de bana katılın ve her ülkeden en az bir yazar okuyalım! 

Menüye dön