Define Adası herkesin bir şekilde bir yerden duyduğu ve nedense “okudum galiba çocukken ya?” dediği klasiklerden biri. Ben de uzun zaman çocukken okudum mu okumadım mı, tekrar okusam mı diye düşündüm durdum. Ancak üzerinde fazla durmayıp okumak gerekiyormuş, onu anladım.
Define Adası İskoç yazar Robert Louis Stevenson’ın en çok sevilen kitaplarından biri. Yıllarca popülerliğinden hiçbir şey kaybetmemesinin nedenini de okuyunca daha iyi anladım. Müthiş bir hikaye ve ne hikmetse çok çok çok seveceğiniz bir kötü karakter, Long John Silver var bu kitapta. Stevenson çok ayarında bir gizem yaratmayı ve karakterler üzerinden oldukça sürükleyici bir hikaye anlatmayı çok iyi başarıyor. Artık bu kitap için fazla mı yaşlandım diye düşünenleriniz varsa hemen bu düşüncelerden kurtulsunlar derim. Özellikle Oğlak Yayınları’nın çevirisinden bu güzelim klasiği okuyun, zaten çabucak bitiverecek. Keyifle!
Oğlak Yayınları’ndan çıkan kitabın tanıtım yazısı aşağıda, almak için de buraya: Define Adası – Robert Louis Stevenson
“Bir gün beni kenara çekmiş ve gözümü dört açıp, ‘tek bacaklı bir denizci’yi görür görmez ona haber vermem karşılığında her ayın ilk gün dört gümüş peni vaat etmişti. Bu kişinin nasıl rüyalarıma girdiğini anlatmama gerek yoktur sanırım. Fırtınalı gecelerde, rüzgar evin dört bir yanında uğuldarken ve dalgalar var güçleriyle kıyıda ve kayalıklarda patlarken, bin olarak çıkardı karşıma. Bacağı bazen dizinden kesik olurdu, bazen kalçasından. Bazen de tek bacağı gövdesinin orta yerinden fırlayan korkunç bir canavara dönüşürdü. Ama tek bacaklı denizciden korkmama rağmen, kaptanın kendisinden, onu tanıyan herkesten daha çok korkardım. (…) İnsanları en çok korkutan, hikayeleriydi. Korkunç hikayelerdi bunlar. Darağacında sallanan suçlular, kalas üzerinde gözleri bağlı yürüyüp denize atılanlar, korkunç fırtınalar, Dry Tortugas ve Amerika’nın Karayip Denizi’ne komşu topraklarındaki vahşi yerler ve serüvenler. Hikayelerde anlattığı cinayetler kadar kullandığı kaba dil o bizim saf ve temiz köylüleri dehşete sokuyordu… (…) ‘Ölü adamın sandığı üstünde on beş adam / Yo-ho-ho ve bir şişe rom.’ İlk başlarda ‘ölü adamın sandığı’nın bir benzeri olduğunu düşünüyordum ve bu düşünce tek bacaklı denizciyle birlikte rüyalarıma girmişti.”
Dünyanın önemli gotik yazarlarından Robert Louis Stevenson’un herkes tarafından bilinen ünlü “klasik” romanı Define Adası da “Oğlak Klasikleri” arasında.
Bu kitap Kitaplık Kedisi Reading Challenge 2017 kitaplarından biri. Siz de katılın, 2017 boyunca birlikte yirmi enfes kitap okuyalım, Birleşik Krallık edebiyatını birlikte keşfedelim!
Bu kitap Oğlak Yayınları ve Ruhu Doyuran Kitaplar‘dan biri. Siz de bu okuma projesinde bana katılın; edebiyatın ve yemek kültürünün hayatımıza neler kattığını birlikte keşfedip keyfini çıkaralım.