Davetli Listesi kitap kulübüm tarafından seçildiğinde nihayet popüler bir polisiye okuyacağım diye sevinmiştim. Lucy Foley daha önce The Hunting Party adlı kitabıyla hayli ilgi toplamış ve adından bahsettirmişti ancak Davetli Listesi ile asıl ününe kavuştu. Kitap 2020’de CWA Gold Dagger Ödülü’ne aday olarak gösterildi ve aynı yıl Goodreads Choice Award for Mystery & Thriller kazandı. Uzun zamandır Goodreads ödülü kazanan kitaplara büyük bir önyargıyla yaklaşıyorum ancak söz konusu polisiye kitaplar olduğunda kıstaslarım değişiyor. Edebi açıdan bir derinlik aramıyorum, sadece biraz heyecanlanmak, eğlenmek ve bolca kafa dağıtmak peşindeyim.
Davetli Listesi, başlı başına bir karaktere dönüşen bir adada geçiyor. İrlanda’nın kıyılarındaki bu adanın ilginç olduğu kadar insanı korkutan bir geçmişi var. Ancak yılın düğünü bu adada yapılacak! Televizyon ünlüsü ve çok yakışıklı damat; tuttuğunu koparan, çok başarılı ve popüler bir dergi sahibi gelin söz konusu olduğunda düğünle ilgili beklentiler de artıyor. Ancak davetliler düğünün bu tuhaf adada yapılacağını duyduklarında pek şaşırmıyorlar. Sonuçta bu ikiliden diğer herkes gibi normal bir düğün beklemek olmaz. Düğün planlayıcısı sayesinde düğün eksiksiz bir şekilde planlanıyor. Doyasıya eğlenmek için her şey hazır.

Ancak çok geçmeden işler sarpa sarıyor. Her karakteri teker teker tanımaya ve adaya beraberinde getirdikleri sırları öğrenmeye başlıyoruz. Kimisine acırken kimisinden nefret edecek; onlarla birlikte geçmişe gidip eski günleri anacak ve bolca sarhoş olacaksınız. Kimin öldürüleceğini ve neden öldürüleceğini ise uzun süre tahmin edemeyecek, heyecanlanacaksınız.
Davetli Listesi’ni okumak hayli kolaydı. Yazar hikayeyi birçok farklı karakterin ağzından anlatıyor ve buna rağmen hikayede asla bir kopma yaşanmıyor. Yapıyı özenle ve okuru zorlamayacak şekilde kurmuş. Polisiye ve gerilim kitaplarında daha çok hikayeye odaklanılır ve karakterler az çok geri planda kalır. Davetli Listesi’nde ise karakterler üzerinde bolca durulmuş. Karakter gelişimine özen gösteren bir okur olduğumdan bu durum çok hoşuma gitti diyebilirim. Hikaye ise farklı anlatıcılar tarafından anlatıldığından birçok katmana sahip. Başka türlü anlatılamazdı diye düşünüyorum.
Davetli Listesi bana biraz Agatha Christie kitaplarını hatırlattı. Karakterlerin işlenişi ve hikayelerdeki o duygusal element insanı okumaya itiyor. Okuyacak eğlenceli bir polisiye, gerilim arıyorsanız Davetli Listesi’ne göz atın derim. İnsanı dehşete düşüren ya da korkutan kitaplardan değil bu o yüzden herkese gönül rahatlığıyla önerebilirim. Bu sıcaklarda rahatça okunacak iyi kitaplardan biri olduğunu düşünüyorum. Keyifle!

Epsilon Yayınevi’nden çıkan kitabın tanıtım yazısı aşağıda, almak için de buraya: Davetli Listesi – Lucy Foley
The New York Tımes Gerilim Kategorisinin Çoksatanlarından Goodreads Okur Ödülü Kazananı
“Agatha Christie klasiklerinin hissiyatını uyandırıyor… Karakterlerin geçmişleri hakkında ortaya öylesine atılmış gibi görünen ayrıntılara çok dikkat edin. Bunların hepsi ipucu.”
– The New York Times
“ Bu Listede Olmak Bazıları İçin Bir Ölüm Kalım Meselesi’
İrlanda kıyılarındaki bir adada, davetliler hayatlarını birleştiren iki kişiyi kutlamak için toplanıyor. Damat: Yakışıklı ve çekici, yükselen bir televizyon yıldızı. Gelin: Akıllı ve hırslı, bir kadın dergisi sahibi. Şaşaalı düğünlerden beklenen ne varsa karşılığını buluyor: Tasarımcı kıyafetleri, ulaşılması zor, görkemli bir düğün yeri, lüks parti hediyeleri, butik viskiler… Elbette cep telefonunuz çekmeyebilir, adaya ulaşmak için boyunuzu aşan dalgalarla mücadele etmek zorunda kalabilirsiniz, ancak her ayrıntısı ustalıkla planlanmış bu düğünde yer almak, birçokları için bir ölüm kalım meselesi…
Elbette, mükemmellik sadece planlarda olur ve insan dediğiniz de insandır işte. Şampanya patlayıp eğlence başladığında, kızgınlıklar ve küçük kıskançlıklar, anıların ve iyi dileklerin her bir zerresine sızmaya başlıyor. Sağdıçlar okul günlerinden kalma bir içki oyununa girişiyor. Nedime pek de tesadüf denemeyecek şekilde elbisesini mahvediyor. Gelinin en eski (erkek) dostu rahatsız edici derecede şefkatli bir konuşmayla kadeh kaldırıyor. Ve sonra mutlu çiftin bu önemli gününe ölümün gölgesi düşüyor. Ölen kim? Öldüren kim? Belki daha da önemlisi, sebep ne?
“Bu kitabı çok sevdim. Bir köşeye kıvrılıp okuduğum klasik bir Agatha Christie kitabından aldığım mutluluğun aynısını hissettim. Değişen bakış açıları sizi tahmin etmeye yönlendiriyor ve tahmin
ederken de ters köşeye yatırıyor.”
– Alex Michaelides, The Silent
Patient kitabının The New York Times çoksatan yazarı