Çocukluğumun Tanrısı Piper Pa-25 – Miyase Sertbarut

Ol deyince oluyor.

Daha çok yerli edebiyatı sevme nedenim, yerli sanatçıları bitirmeden dünyaya açılmak istememem, hep okuduğum kitapların, anlatıların, daha samimi, daha benden olduğunu düşünmemden kaynaklanıyordu. Kendi kültürümüzde, hemen yan evimizde yaşanıyormuş gibi hissettiğim ve bana beni anlatan yazarlar her zaman en sevdiklerim oldu, hatta arkadaşım oldu. Kitaplarını annemin evinde bırakmamı istediler, “Ben ondan çok şey öğrendim, onu nasıl bırakırım? Vefa borcum var.” diye düşünmeden edemedim. Bir röportajında “Romanları diri tutan şey içtenliktir bence. Abartısız olmak, inandırıcı olmak, okura aklından geçenleri söylüyormuş hissi verebilmek…” diyor Miyase Sertbarut. O yalın anlatımı, sınırlarını kıran hayal gücü ile, bir yerli romanda sevdiğim her ne varsa başarmış.

Çocukluğumun Tanrısı Piper Pa-25 - Miyase Sertbarut

Çocukluğumun Tanrısı Piper Pa-25 romanı, Anış adındaki bir kızın kocaman kalbi ile sevdiği adamı, hayatını anlatıyor. Daha henüz çocukluğunda farklıydı Anış, biliyordu, hayatı da farklı oldu ve çok büyük anlamlar kazandı. Öyle ki, deliler gibi seviyorum, sırılsıklam aşığım gibi ne kadar sevdiğini anlatmaya çalışan sözcük öbeklerine, benim için bir de Anış gibi seviyorum eklendi. Ancak Anış gibi sevebilmek, acı, tehlikeli, benliğinden vazgeçmek kadar gözü dönmüş bir eylem. On bir yaşından itibaren o güzel hayatında yaptığı birçok şeyin yanında, kaptanına, tanrısına duyduğu sevgi öyle içinize işliyor ki, kıskanıyor insan.

Kitabı bitirip elimden bıraktığımda ağlayamadım, hayır, çok acıklı bir sonu yok beklenilenin aksine. Daha da etkiledi beni kitap. Karışmış düşüncelerimle ortada yapayalnız kaldım. Taşlar yerine otururken içim titredi, anladıklarım beni daha da yoğun düşüncelere itti ve uyumak için sabırsızlanmaya başladım. Anış’tan, olanlardan, sevginin büyüklüğünden korktum. Kitap bittiğinde, tabiri caiz ise ortada dımdızlak kaldım ancak artık Piper Pa-25 ile tanışmadan önceki insan olmadığımı biliyordum. Gerçekten, tam anlamıyla etkileyici bir kitap.

Çocukluğumun Tanrısı Piper Pa-25 - Miyase Sertbarut

Delidolu Yayınları’ndan çıkan kitabın tanıtım yazısı aşağıda, almak için de buraya: Çocukluğumun Tanrısı Piper Pa-25 – Miyase Sertbarut

Sarı çiçek tozlarıyla kutsanmış bir aşk…

Miyase Sertbarut’tan aşkın tutkuya, hüznün umuda dönüştüğü etkileyici bir sevda öyküsü: Çocukluğumun Tanrısı Piper Pa-25.

Her ne yaşanırsa yaşansın, Piper Pa-25’in başına hiçbir şey gelmeyeceğine dair söz vermişti Kaptan Semih, küçük Anış’a yıllar önce. Rüzgâra meydan okuyan bu kırmızı kartalın ne benzini bitebilir ne de pervanesi kırılabilirdi… Hele ki, kır çiçeklerinin tozuyla, zehirle, aşkla, ölümle, ateşle kutsanmış bu cesur kuşun düşmesi asla kabul edilebilir bir şey değildi. Kaptan, sevgilisine söz vermişti bir kere ve bu sözden geri dönüşü yoktu…

Anış’ın eksiklerle dolu çocukluğunu, özgürce uçabilmenin kazandırdığı küçük mucizelerle sarıp sarmalayan Kaptan için belki tüm bunlar bir oyundu. Ama Anış için Kaptan’la yaşadığı her an hayatın ta kendisiydi… Kalbinde hissettiği kıpırtı, ilk gençliğin getirdiği coşku ve heyecanla büyüyerek Anış’ın Kaptan’a olan duygularını tutku dolu bir aşka dönüştürmüştü. Bu öyle vazgeçilmez bir sevgiydi ki, genç kızın hayatını günden güne ele geçirmekteydi…

Şaşırtıcı sonuyla aşkı, hüznü, arayışı kalbinizin tüm odalarında hissedeceğiniz Çocukluğumun Tanrısı Piper Pa-25, gerçekliğe ve ölüme karşı şiirsel bir meydan okuyuş…

Bu kitap Delidolu Yayınları İle Her Aya Bir Kitap projesinden. Siz de bizimle birlikte okuyun, edebiyatla “daha az geçilmiş” yolları birlikte aşındıralım.

Kitaplık Faresi

Menüye dön