Çilingir Sofrasında Rakı, ömrüm boyunca ağzım sulana sulana okuduğum tek kitap oldu. Deniz Gürsoy’un Çilingir Sofrasında Rakı Mezeleri adlı kitabına kadar da böyle kalacağına eminim. Her rakı severin kitaplığında bulunması gereken, müthiş bir kitap var karşınızda.
Çilingir Sofrasında Rakı, rakının tarihinden başlayıp meyhane kültürüne kadar uzanan bir içeriğe sahip. Her zamanki gibi Deniz Gürsoy’un o hayli keyifli anlatımından yudum yudum içerken, Atatürk’ün rakı sofrası hakkında bir şeyler öğrenecek ve rakının yanında yenebilecek mezelere de göz atacaksınız elbette. Rakının nasıl bir sofrada, kimlerle ve ne şekilde içileceğine dair çok yerinde öğütler de bulunan kitabı okurken, hoş sohbet kimselerin hayalini kuracak ve rakı sofrasına eşlik edecek dostlarınızı arayacaksınız. Deniz Gürsoy her kitabında olduğu gibi bu kitabında da küçük küçük alıntılara yer vermeyi ihmal etmemiş, ben neredeyse hepsine kahkahalarla güldüm. Bir önerim, kitabı okurken tok olmaya özen göstermek olacak çünkü açken onca meze gözünüzde canlanınca fenalık geçirebilirsiniz. Keyifle okuyun!

Oğlak Yayınları’ndan çıkan kitabın tanıtım yazısı aşağıda, almak için de buraya: Çilingir Sofrasında Rakı – Deniz Gürsoy
“Kadehten küçük bir yudum alınıp dilin üst arka tarafında damak boşluğunda hapsedilir. Kadeh yerine bırakılıp sağında duran su bardağı alınır ve hapsedilmiş olan rakı bu suyun yardımıyla boğazdan aşağı gönderilir. Ardından hemen bir küçük lokma mezeyle ağıza yeni bir lezzet tanıştırılır. Bu işlem öyle muntazam aralıklarla devam ettirilir ki saatte bir tek ya da bir buçuk tek rakı içerek ve sarhoş olmadan bol sohbetli iyi bir gece geçirilerek kalkılabilir. Zaten dem erbabının uzun süre içip de aynı dozda çakırkeyiflikle sarhoş olmadan o masaya paylaşanlarla birlikte hayattan keyif almasının sırrı buradadır. Yukarıda anlatılan erbabın içtiği şekildir. Şimdi yeni yetişmeler ve yabancılar, rakıyı yalnızca aperatif içki olarak alanlar bol sulu rakı bulunan kadehten bir küçük yudum alıp yutmaktadır. Zevk alıyorlarsa kime ne? (…) Rakı masasından nasıl kalkıldığı çok önemlidir. Davranış biçimindeki gevşeme dozuna ve sırasına göre keyif, çakırkeyif, vilisisipit, sarhoş, yüklü, paşazom, zom, küfelik olarak kalkılabilir.” Bir ehl-i keyfin çilingir sofrasındaymış gibi yudum yudum okunarak tadına varılacak bir kitap.
Bu kitap Oğlak Yayınları ve Ruhu Doyuran Kitaplar‘dan biri. Siz de bu okuma projesinde bana katılın; edebiyatın ve yemek kültürünün hayatımıza neler kattığını birlikte keşfedip keyfini çıkaralım.